Page 330 - hz_musa
P. 330
Hz. MUSA 329
ları bahçeleri, diktikleri sarayları, köşkleri de yerle bir ettik.” 1215
“Sonunda Biz Firavun ve adamlarını, bağ ve bahçelerinden,
pınarlarından sürüp çıkardık. Hazinelerinden, makam ve mev-
kilerinden ettik. Olaylar işte böyle cereyan etti. (Firavun ve Kıp-
ti’lerin) sahip oldukları her şeyi İsrailoğulları’na miras bırak-
tık.” 1216 Ayeti kerimelerde; firavunların hükmü altında zelil bir
halde yaşayan ve her türlü hizmetlerde kullanılan bir toplum/
İsrailoğulları, firavunların sahip oldukları toprakların her ye-
rine varis kılınmış, etkin hale getirilmiştir. Böylece; “Biz ise,
ülkede ezilen bu insanlara lütufta bulunmak, onları kölelikten
kurtarıp kendi kendilerini yöneten bir toplum yapmak ve onla-
rın yeryüzünde özgürce yaşamalarını sağlamak istiyorduk.” 1217
şeklindeki ilahi vaat gerçekleşmiştir. 1218
Zemahşerî, İsrailoğulları’nın gösterdikleri sabır karşılığında
onlara verilenlerle ilgili şöyle bir değerlendirme yapmaktadır.
“…Sabrettikleri içindir ki…’ ifadesi; belayı feryat ile karşılaya-
na Allah’ın belayı musallat edeceğini, onu sabırla karşılayana
ve zaferi bekleyene ise Allah’ın kurtuluş ve ferahlamayı garan-
ti edeceğini gösteren ve sabrı teşvik edici bir ifade olarak bu
yeterlidir. Hasan-ı Basri’nin ‘Sabırsızlık gösterip feryat edenin
nasıl böyle yaptığına şaşarım! Bu zat, Yüce Allah’ın şu sözünü
duymamış mıdır?’ deyip bu ayeti okuduğu nakledilmiştir. Ha-
san-ı Basri’nin sözündeki ‘haffe’ kelimesi, sabırsızlık gösterip
feryad-ü figan etmek, sabır ehli kimselerin vakar ve metanetini
göstermemek demektir.” 1219 İsrailoğulları’nın gösterdikleri sa-
bır, Firavun’un eziyetlerine katlanmaları veya Cenab-ı Hakk’ın
onlara vacip kıldığı şeyleri yerine getirmede sabretmeleri
şeklinde de değerlendirilmiştir. 1220
1215 Araf, 7/137.
1216 Şuara, 26/57-59.
1217 Kasas, 28/5.
1218 Ebussuud, s. 3/539; Sabunî, 4. Fasikül, s. 39.
1219 Zemahşerî, s. 2/960.
1220 Maturidi, s. 6/51.