Page 331 - hz_musa
P. 331

330  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           Firavun  ve  ordusu  bütünüyle  kızıl  denizde  helak  olduktan
           sonra sahip oldukları bütün nimet ve imkanlar, hükmettikleri
           bütün topraklar sahipsiz kalmış, bölge bütünüyle her alanda
           bir boşluğa düşmüştür. Duhan suresinde İsrailoğulları’na Mı-
           sırlılardan kalan dünyalıklarla ilgili olarak şu ifadeler kullanıl-
           maktadır. “(Firavun ve ordusu denizde boğulunca arkalarında)
           neler bıraktılar neler! Nice bağlar bahçeler, nice pınarlar, nice
           ekili tarlalar, nice güzel konaklar, zevk ve sefasını sürdükleri
           nice  nimetler.  Onlar  işte  böyle  yok  olup  gittiler.  Biz  bunların
           hepsini başka bir kavme bıraktık. (Onların bu acı haline) ne gök
           ağladı ne de yer! Çünkü onlar kendilerine gösterilen mucizeleri
           dikkate almamışlardı. 1221

           Bilim insanları ayeti kerimelerde işaret buyrulan doğu ve batı
           kavramlarından yola çıkarak İsrailoğulları’nın sahip oldukla-
           rı coğrafya ve elde ettikleri nimetlerle ilgili olarak çeşitli gö-
           rüşler belirtmişlerdir. Bu görüşlerin ortak noktası o dönemde
           İsrailoğulları’nın  yaşadıkları  yerler  merkeze  alınarak  onun
           doğusu  ve  batısı  şeklinde  değerlendirilmiştir.  Bu  çerçevede
           Nil Nehri’nin doğusu ve batısı veya Firavun’un kontrol ettiği
           Mısır-Şam coğrafyasının tamamı şeklinde tarif edilmiş, ayrıca
           bu ifadeleri yeryüzünün tamamı şeklinde değerlendirenler de
           olmuştur. 1222
           Vanî Mehmed Efendi, aynı ayeti kerimeyi; “Cenab-ı Allah, ön-
           ceden  planlandığı  gibi  Mısırlıların  mallarını  İsrailoğulları’na
           bırakmıştır. Bu varis kılma doğrudur. Çünkü Musa ve berabe-
           rindekiler Mısır’a geri dönerek Kasas, Araf ve Duhan sürelerin-
           deki  ayetlerde  sözü  edilen  mallara  sahip  oldular.”  ifadelerini
           kullanarak  İsrailoğulları’nın  Mısır’a  geri  döndüğü  şeklinde
           yorumlamıştır. 1223  Meal yazarları Araf, 7/145. ayeti kerimesin-
           de geçen “seüriyküm dar’el- fasikıyn” ifadesini doğrudan “Size
           fasıkların  yurdunu  göstereceğim.”  şeklinde  tercüme  ederek

           1221   Duhan, 44/25-29.
           1222   Maturidi, s. 6/50-51; Zemahşerî, s. 2/958; Razî, Tefsir, s. 11/37.
           1223   Vanî, s. 379.
   326   327   328   329   330   331   332   333   334   335   336