Page 257 - hz_musa
P. 257
256 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Mucizeler Dönemi
Peygamberliğin En Önemli Delili Mucize
Sihirbazların iman etmesinden sonra Araf suresinde tafsilat-
947
lı bir şekilde açıklandığı üzere, Hz. Musa Mısır’da belli bir
süre kalarak Firavun ve toplumunu hak yoluna, Allah’ı Rab
olarak tanımaya davet etmiştir. Bu süreçte pek çok mucizeler
göstermiş fakat onlar inatları yüzünde onun dediklerini kabu-
le yanaşmamışlardır.
Mucizeler, peygamberler kendilerine verilen kutsal görevi ye-
rine getirirken halkın gösterdiği tepkileri kırmak, onları inan-
dırmak ve Peygamberliğini ispat etmek için Allah tarafından
onlara verilen bir imkân ve nimettir. Mucizeler Kur’an-ı Ke-
rim’de ayet (çoğulu âyât) kelimesiyle ifade edilmektedir.
Mucizeleri fizik kanunları çerçevesinde değerlendirmek doğ-
ru değildir. Bu türden yaklaşımlar insanlık tarihinin en gü-
venilir kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’e karşı şüpheci bir tavır
takınmaya sebep olur. Oysa Kur’an-ı Kerim mucizeleri tabia-
tüstü bir olay olarak anlatmakta ve peygamberliğin delili ola-
rak sunmaktadır. Dolayısıyla onu olağan/sıradan bir olay gibi
değerlendirmeye kalkışmak aslında Kur’an-ı Kerim’e inanç-
sızlık/güvensizliktir. Mevdudî mucizeleri ciddiye almayanlar-
la ilgili şöyle eleştirmektedir:
“Mucizeler konusunda şöyle ciddi bir mesele ortaya çıkmakta-
dır. Allah belli kanunlara göre kâinat sistemini hareket ettir-
dikten sonra faaliyetlerini askıya mı aldı? Şimdi her ne surette
olursa olsun, çalışmakta olan o sisteme müdahale edemez mi?
Yoksa Allah, mülkünün idaresini devamlı elinde tutmakta ve
onda her an emirlerini icra etmekte ve kısmen ya da tamamen
eşyaların görünüşünde ve olayların meydana gelişlerinde iste-
diği zaman ve biçimde her türlü değişikliği yapmakta mıdır? İlk
şıkkı kabul edenler, mucizelere inanmazlar, çünkü bu inançları,
Allah ve kâinat hakkında sahip oldukları kavramla zıttır. An-
947 Bk. Araf, 7/130-136.