Page 258 - hz_musa
P. 258

Hz. MUSA  257


           cak bunlara yakışan en uygun hareket Kur’an tefsiri yazarak,
           Kur’an’ın Allah kavramanı reddetme yerine onun bir ilahi vahiy
           olduğunu inkâr ederek kendi görüşlerini ispat etmeye çalışma-
           larıdır. Bunun aksine şayet biri Kur’an-ı Kerim’in ileri sürdüğü
           delillerle ikna olur ve ikinci şıkkı kabul ederse mucizeleri kolay-
           ca kavrar ve onlara inanır.”
                                   948
           Hz. Musa konusunda Kur’an-ı Kerim’in en önemli anlatımla-
           rından birisi de mucizelerdir. Her peygamber için geçerli ol-
           duğu gibi Hz. Musa için de mucizeler onun peygamberliğinin
           belgesi durumundadır.
           Yukarıda kısaca söz edildiği üzere asa ve beyaz el mucizesinin
           ilk gerçekleştiği zaman Hz. Musa’da bir korku meydana getir-
           miştir. Bunun üzerine o bazı farklı davranışlar içine girmiş de-
           yim yerinde ise ne yapacağını şaşırmıştır. İşte tam bu sırada
           ilahi destek devreye girmiş, Cenab-ı Allah onun korkmaması
           gerektiğini, böyle durumlarda ellerini koltuk altına bağlama-
                             949
           sını tavsiye etmiştir.  O, bu uyarılandan yararlanmış, ellerini
           göğüs seviyesinde birleştirerek rahatlamıştır. 950
           Hz. Musa Tur Dağı’nda Cenab-ı Allah ile konuşmuş, asası ve
           eliyle  mucize  imkânı  elde  etmiş,  peygamberliğin  ilk  günle-
           rinde kendinde meydana gelen korkuyu yenmiş, Firavun ve
           kavmini irşat ile görevlendirilecek bir peygamber konumuna
                       951
           yükselmiştir.
           Bilim  insanları,  Hz.  Musa’nın  Tuva  Vadisi’nde  Cenab-ı  Allah
           ile  konuşurken  ve  mucizeler  gösterirken  yalnız  olduğu  ko-
           nusunda görüş birliği içinde olmuşlardır. Ancak mucizelerin
           peygamberlerin peygamberliğinin belgesi niteliğinde olması
           dolayısıyla onun insanların yanında gerçekleşmesi gerektiğini
           söyleyenler olmuşsa da bu görüşün zayıf olduğu belirtilmiş,
           948   Mevdudî, s. 2/78.
           949   Kasas, 28/31-32.
           950   Vehbi, s. 10/4097.
           951   Vehbi, s. 10/4098.
   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262   263