Page 234 - hz_musa
P. 234

Hz. MUSA  233



           Vanî,  burada  iman  ettiği  söz  konusu  edilen  kimselerin  Mı-
           sır’da azınlık olarak yaşayan ve çeşitli baskı ve zulme uğra-
           yan İsrailoğulları’ndan bazıları olduğunu ifade ederek diğer-
           lerinin başlangıçta kendilerine uygulanan baskı ve şiddetten
           korktukları için iman edemediklerini, onların tamamının da
           deniz yarılmadan ve onlar Mısır’dan çıkmadan önce iman et-
                              869
           tiklerini belirtmiştir.
           Müfessirlerin büyük çoğunluğu Hz. Musa’ya iman edenlerin
           kendi  kavminden  ve  gençlerden  oluştuğu  görüşünü  destek-
           lemektedir. Nitekim bir sonraki ayeti kerimede Cenab-ı Allah
           Hz. Musa’nın “Musa (artık korkmamaları gerektiğini ifade et-
           mek için) dedi ki: ‘Ey kavmim! Eğer Allah’a yürekten inanmış
           ve gerçekten O’na teslim olmuş kimseler iseniz, artık yalnızca
                                                         870
           Allah’a güvenmeli, yalnızca O’na dayanmalısınız.”’  dediğini
           belirterek iman edenlerin İsrailoğulları’ndan olduğunu hatır-
           latmaktadır.

           Ebussud, sihirbazların yenilip imana ederek secdeye kapan-
           masından sonra Hz. Musa’nın İsrailoğulları’nın arasında itiba-
           rının arttığına dikkati çekmektedir. O İbn Abbas’tan naklettiği
           bir rivayete göre, sihirbazların iman ederek secdeye kapan-
           dıkları gün İsrailoğulları’ndan altı yüz bin kişinin Hz. Musa’ya
           tabi olduklarını haber vermektedir. 871
           Hz. Musa, iman esaslarının başında Allah’a iman ve ona gü-
           venmek gerektiğini belirterek; “Allah kendine güvenip tevek-
           kül edenlere yeter. Allah kuluna yetmez mi?”   “Kim Allah’a te-
                                                   872
                                        873
           vekkül ederse O kendisine yeter.”   ayeti kerimelerinde beyan
           olunduğu üzere kavminden inananların bu yolda yalnız kal-
           mayacaklarını ve er ya da geç mutlaka başarıya ulaşacaklarını
           hatırlatır.  “Bunun üzerine onlar dediler ki: ‘Evet biz yalnızca Al-

           869   Vanî. S. 374.
           870   Yunus, 10/84.
           871   Ebussuud, s. 3/528.
           872   Zümer, 39/36.
           873   Talak, 65/3.
   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239