Page 231 - hz_musa
P. 231
230 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
babasına bildirmiştir. Duyduklarından çok hiddetlenen Fira-
vun derhal bir tandır/buhar kazanı hazırlatılarak içinin yağ
ile doldurulmasını ve altının yakılmasını emretmiştir. Dedik-
leri yapılınca kadının çocukları birer birer bu tandırın içinde
yakılmış ve o sabretmiştir. Sıra henüz yaşına bile girmemiş süt
emmekte olan çocuğuna geldiğinde kadında birazcık irkilme
olunca çocuk annesine hak üzere olduğunu ve sabretmesi-
nin kendisi için yararlı olacağını söylemiştir. Sonra metanet
gösteren kadın ve çocuğu da ayrı ayrı yakılmıştır. Bu konuda
peygamberimiz Hz. Muhammed: “Beşikteyken konuşan üç kişi
vardı. Bunlardan birisi; İsrailoğulları’ndan Cüreyc, birisi Hz.
İsa, birisi de Firavun’un tarakçısı/berberi kadının oğlu” buyur-
muştur. 858
Rivayete göre ölümündün önce bu kadın Firavun’dan, çocuk-
ları ve kendisi yanıp kül olduktan sonra küllerinin ve kemik-
lerinin toplanarak bir araya gömülmesini istemiş, o da onların
bu dileklerini kabul etmiştir. 859
Asiye, bulunduğu yerden tarakçı kadının başına gelenleri ve
bu acılara nasıl tahammül ettiğini görmüş ona acımıştır. Me-
leklerin onu selamladığını ve hakkında hayır dua ettiklerine
ve cennetle müjdelediklerine şahit olmuştur. Bu arada o, İs-
railoğulları’ndan başkalarının da katledildiğini öğrenmiştir.
860
Hatta onun bu olay üzerine iman ettiği bile söylenmiştir. Bu
sırada yanına gelen Firavun’a onun dinini inkâr ettiğini, Musa
ve Harun’un Rabbi olan Allah’a iman ettiğini ikrar etmiş ve
“Ey Firavun! Sana yazıklar olsun! Ne zaman Allah’a iman ede-
ceksin? Büyük günde (kıyamette) Allah’tan korkmuyor musun?
Diye sormuştur. En sevdiği kadından bunları duyan Firavun
Asiye’nin tarakçı kadın gibi delirdiğini iddia etmiş, yere dört
kazık çaktırmış, onların arasında can verinceye kadar işken-
858 Eş-Şihava, s. 95-96; Köksal, Peygamberler Tarihi, s. 2/53-54.
859 Aydemir, s. 143
860 Eş-Şihava, s. 96.