Page 226 - hz_musa
P. 226
Hz. MUSA 225
doğruluğuna öyle inanmışlardır ki, tehdit edildikleri en kor-
kunç işkenceler karşısında bile ondan vazgeçmeyi düşünme-
mişlerdir.
Sihirbazlar, inkâr etmeleri karşısında Allah’ın azabının Fira-
vun’un azabından çok daha şiddetli veya Allah’a itaat edenlere
verilecek ecir ve sevabın daha hayırlı olacağını bildikleri için
onun bu tehdidine ve uygulayacağı cezaya sabredeceklerini
ilan etmiştir. Böylece Firavun’un beklentileri boşa çıkmış, si-
hirbazlar onun önünde eğilip yalvarmamış, ondan özür dile-
memiştir. Bilakis onlar, Firavun’a kulluk ederek kâfir ölmek-
tense Cenab-ı Allah’a iman ederek Müslüman olarak ölmeyi
tercih etmiştir. Sihirbazlar Cenab-ı Allah’a sığınmış, Firavun’a
ister as, istersen kes, her ne karar verirsen ver, bize ne yapar-
san yap, senin tehdidin asla etkili olmaz demiştir. Zira onun
hükmünün sadece dünyada geçerli olduğunu, inanmayanla-
rın yerinin cehennem, inananlarınkinin ise cennet olduğunu,
üstelik Allah’ın kendilerine vereceği cennetin dünya nimet-
lerinden daha hayırlı ve kalıcı olduğu belirtmiş ve geçmişte
Firavun’un baskısı sonucunda işledikleri günahlardan ötürü
840
tövbe etmiştir.
Maturidi, Firavun’un uygulamak istediği ceza yöntemiyle ilgili
kendine özgü bir değerlendirme yapmıştır: “Bu cezaları ver-
mesi, Firavun’un en şiddetli cezalandırma ve işkenceyi bilme-
mesinden kaynaklanmaktadır. Aksi durumda o elleri ve ayak-
ları çaprazlama kesmekle onları tehdit etmezdi. Zira bu, tek
taraftan kesmeye göre daha hafif ve küçük bir cezalandırmadır.
Tek taraftan kesmek, çaprazlama kesmekten daha şiddetli ve
cezalandırıcı bir yöntemdir. Çünkü çaprazlama kesmek bazı ya-
rarlı işleri yerine getirmeyi engellemez ve kişinin canını alma-
da da bir işlev görmez. Nitekim bu, bazı cezai hükümlerde had
cezası olarak belirlenmiştir. Bir taraftan kesmek ise herhangi
bir suçun cezası yapılmamıştır. Bu durum, söz konusu yöntemin
840 İbn Kesîr, Tefsir, s. 6/3055; Ebussuud, s. 6/378.