Page 222 - hz_musa
P. 222

Hz. MUSA  221



           getirdiğim dinin hak olduğuna şehadet edecek misin?” diye so-
           rar. Bunun üzerine sihirbazların başı: “Ben yarın hiçbir sihrin
           galip gelemeyeceği bir sihir yapacağım! Allah’a yemin olsun ki,
           yine de bana galip gelirsen, beni yenersen kesinlikle sana ina-
           nacağım.” der. Firavun muhtemelen onların konuştuğunu gör-
           mesinden veya konuşulanları duymasından dolayı Hz. Musa
           ve sihirbazların anlaşarak kendine tuzak kurduklarını söyler.
           Firavun’un onların konuşmalarını duyduğu için böyle konuş-
           muş olacağı gibi, yaşadığı mağlubiyetin acısını ve psikolojik
           sarsıntının giderilmesi ve halkın sihirbazlar gibi Hz. Musa’ya
           inanarak kendisini terk etmesinden koktuğu için insanları et-
                                                                829
           kilemeye yönelik olarak da söylemiş olması muhtemeldir.
           Maturidi,  yukarıda  tefsir  kaynaklarından  naklettiğimiz  bil-
           gilerle alakalı olarak çok önemli bir uyarıda bulunmaktadır:
           “Müfessirler şöyle dedi: Sihirbazlar sayıca şu kadar idiler. Musa,
           en iyi sihirbaza dedi ki: ‘Eğer sana üstün gelirsem, bana inana-
           cak mısın?’ Sihirbaz şöyle dedi… Ve müfessiriler buna benzer ki-
           tapta yeri olmayan daha nice sözler söylemiştir. Onların bu gibi
           rivayetlerle iştigal etmeleri ve Kur’an’da bulunmayan birtakım
           açıklamalara tefsir diye yer vermeleri doğru değildir. Zira bu
           gibi rivayetlerde birtakım ziyade ve noksanlıklar olur ve bun-
           lar kâfirlerin elini güçlü kılar. Hz. Peygamberin (s.a.v.) risâleti
           konusunda onların ileri geri laflar etmesine sebep olur. Çünkü
           bu haberler onların kitaplarında vardı. Hz. Peygamber’e onlar
           anlatıldı  ki  risâlet  konusunda  kendisine  bir  delil  olsun.  Buna
           mukabil eğer onlar birtakım hususları ekler ya da eksik söyler-
           lerse o takdirde onlar: ‘Bu yalandır, bizim kitaplarımızda anla-
           tılmamıştır.’ diyebilirlerdi. İşte bu yüzden onların Kitap’ta anla-
           tılanlara ilavede bulunmamaları ya da noksan anlatmamaları
           yerinde bir tavır olurdu ki böylece onlar için Hz. Peygamber’i
                                                            830
           tekzip konusunda kendilerinin bir bahanesi kalmasın.”
           829  Taberî, s. /412; Zemahşerî, s. 2/938; İbn Kesîr, Tefsir, s. 6/3055; Razî, Tef-
               sir, s. 11/15; Ebussuud, s. 3/529.
           830  Maturidi, s. 10/340.
   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226   227