Page 65 - Hz_ibrahim
P. 65

62  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                               Hz. İBRAHİM  63



 dürülmesi iledir.” dediğinde , “Sen bunu gözünle gördün mü?”   him: ‘Hayır! İnandım, (Bildim ve inandım ki Sen, her hâlükârda
                                          147
 141
 der. Fakat Hz. İbrahim bu soruya “evet” diyemez.    dilediğini  yaratmaya  kadirsin.)   kalbimin  mutmain  olması
             için ( görmek istedim)’ dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört
 Araplar  arasında  “leyse’l-haberu  ke’l-ıyan”  (haber  ile  gözle
             tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her
 görmek  aynı  şey  değildir)  şeklinde  meşhur  bir  söz  vardır.
             dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları ken-
 Dolayısıyla haber, gözle görmek gibi olmadığı için, müşahe-
             dine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir, hâkimdir,
 de ve görmeye dayalı bilgi, haberle gelen bilgiye göre daha
                     148
             buyurdu.”   Ayeti  kerimedeki  ifade  şekli,  bunun  şüpheden
 güçlü daha açık ve şüpheleri daha fazla gidericidir. Bu yüzden
             kaynaklanmadığını ortaya koymuştur. Yanlış anlamaların ön-
 Hz. İbrahim Rabb’inden ölüleri diriltmeyi kendisine göster-
             lenmesi için Cenab-ı Allah ona “İnanmıyor musun?” diye sor-
 mesini istemiştir. Oysa o, Cenab-ı Hakk’ın gerçekten ölüleri
             muş, o da kalbinin tam kanaat getirmesi için böyle bir talepte
 dirilttiğini  ve  buna  güç  yetirdiğini  bilmesine  karşılık  bunu
             bulunduğunu  ifade  etmiştir.  Hz.  İbrahim’in  ölülerin  diriltil-
 haber yoluyla bildiğinden, bu defa da daha güçlü daha açık ve
             mesi konusundaki merakının, Nemrud ile olan tartışmasına
 vesveseleri daha fazla giderici olması sebebiyle müşahedeye
             bir cevap niteliği taşıdığı, kendisinden kaynaklanmadığı, onu
 ve görmeye dayalı bir bilgiyle kendisine bildirmesini istemiş-
 142
 tir.   Dolayısıyla Hz. İbrahim, Allah’ın ölüleri dirilttiğine ke-  ikna için Cenab-ı Allah’tan böyle bir talepte bulunduğu da be-
                       149
 sin olarak inanmakla birlikte bunu gözle görmeyi arzulamış,   lirtilmiştir.
 ilme’l-yakîn olarak bildiklerini ayne’l-yakîn seviyesine çıkart-  Bunun yanında bilim insanları şöyle bir ihtimali de göz ardı
 143
 mak istemiş  veya nefsinin uyandırdığı kuşkuları gidermek   etmemektedirler.  Şüphesiz  bu  ümmet,  peygamberin  pey-
 144
 için böyle bir istekte bulunmuştur.  Bunlara ilave olarak Hz.
 İbrahim’in bütün mucizelerinin aklî olmasına karşılık, diğer   147 Ebussuud, s. 1/573.
 peygamberlerde hem aklî hem de hissî mucizeler bulunması   148 Bakara, 2/260. Bu olay Tevrat’ta farklı bir şekilde ele alınmaktadır: “Avram
                Rabb’e iman etti, Rab bunu ona doğruluk saydı. Tanrı Avram’a, ‘Bu toprak-
 dolayısıyla o da benzeri bir hissî mucize istemesine karşılık   ları sana miras olarak vermek için Kildanilerin Ur kentinden seni çıkaran
 145
 Allah tarafından böyle bir örnek verilmiştir.  Bütün bunla-  Rab benim.’ dedi. Avram, ‘Ey Egemen Rab, bu topraklarımı miras alacağımı
                nasıl bileceğim?’ diye sordu. Rab ‘Bana bir düve, bir keçi, bir de koç getir.’
 rın yanında deniz kenarındaki leş örneğinde olduğu gibi çe-
                dedi. ‘Hepsi üçer yaşında olsun’. Bir de kumruyla güvercin yavrusu getir.’
 şitli  şekillerde  telef  olan  veya  çürüyen  cesetlerin  sonradan   Avram hepsini getirdi, ortadan kesip parçaları birbirine karşı dizdi. Yalnız
                kuşları kesmedi. Leşlerin üzerine konan yırtıcı kuşları kovdu. Güneş batar-
 nasıl toplanarak bir bütün hâline gelişini merak etmiş ola-  ken Avram derin bir uykuya daldı. Üzerine dehşet verici zifiri bir karanlık
 bilir.  Kur’an-ı Kerim’de bu konu şöyle beyan edilmektedir.    çöktü. Rab Avram’a şöyle dedi: ‘Şunu iyi bil ki, senin soyun yabancı bir ül-
 146
 “İbrahim Rabb’ine: ‘Ey Rabb’im! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana   kede, gurbette yaşayacak. Dört yüz yıl kölelik edip baskı görecek. Ama so-
 göster.’ demişti. Rabb’i ona: ‘Yoksa inanmadın mı?’ dedi. İbra-  yuna kölelik yaptıran ulusu cezalandıracağım. Sonra soyun oradan büyük
                mal varlığıyla çıkacak. Sen de esenlik içinde atalarına kavuşacaksın. İleri
                yaşta ölüp gömüleceksin. Soyunun dördüncü kuşağı buraya geri dönecek.
 141  Ebussuud; s. 1/573.  Çünkü Amorluların yaptığı kötülükler henüz doruğa varmadı.’ Güneş ba-
                tıp karanlık çökünce, dumanlı bir mangalla alevli bir meşale göründü. Ve
 142  Maturîdî, s. 11/27.
                kesilen hayvan parçalarının arasından geçti. O gün Rab Avram’la antlaşma
 143  Maturîdî, s. 2/199; İbn Kesir, Kısas, s. 1/155-156.
                yaparak  ona  şöyle  dedi:  ‘Mısır  Irmağından  büyük  Fırat  Irmağı’na  kadar
 144  Maturîdî, s. 7/287.  uzanan bu toprakları-Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan,
 145  Maturîdî, s. 2/200.  Girgaş ve Yevus topraklarını- senin soyuna vereceğim.’ Tekvin, 15/6-21.
 146  Razi, Tefsir, s. 5/464.  149 Razi, s. 5/464.
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70