Page 64 - Hz_ibrahim
P. 64
62 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 63
dürülmesi iledir.” dediğinde , “Sen bunu gözünle gördün mü?” him: ‘Hayır! İnandım, (Bildim ve inandım ki Sen, her hâlükârda
147
141
der. Fakat Hz. İbrahim bu soruya “evet” diyemez. dilediğini yaratmaya kadirsin.) kalbimin mutmain olması
için ( görmek istedim)’ dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört
Araplar arasında “leyse’l-haberu ke’l-ıyan” (haber ile gözle
tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her
görmek aynı şey değildir) şeklinde meşhur bir söz vardır.
dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları ken-
Dolayısıyla haber, gözle görmek gibi olmadığı için, müşahe-
dine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir, hâkimdir,
de ve görmeye dayalı bilgi, haberle gelen bilgiye göre daha
148
buyurdu.” Ayeti kerimedeki ifade şekli, bunun şüpheden
güçlü daha açık ve şüpheleri daha fazla gidericidir. Bu yüzden
kaynaklanmadığını ortaya koymuştur. Yanlış anlamaların ön-
Hz. İbrahim Rabb’inden ölüleri diriltmeyi kendisine göster-
lenmesi için Cenab-ı Allah ona “İnanmıyor musun?” diye sor-
mesini istemiştir. Oysa o, Cenab-ı Hakk’ın gerçekten ölüleri
muş, o da kalbinin tam kanaat getirmesi için böyle bir talepte
dirilttiğini ve buna güç yetirdiğini bilmesine karşılık bunu
bulunduğunu ifade etmiştir. Hz. İbrahim’in ölülerin diriltil-
haber yoluyla bildiğinden, bu defa da daha güçlü daha açık ve
mesi konusundaki merakının, Nemrud ile olan tartışmasına
vesveseleri daha fazla giderici olması sebebiyle müşahedeye
bir cevap niteliği taşıdığı, kendisinden kaynaklanmadığı, onu
ve görmeye dayalı bir bilgiyle kendisine bildirmesini istemiş-
142
tir. Dolayısıyla Hz. İbrahim, Allah’ın ölüleri dirilttiğine ke- ikna için Cenab-ı Allah’tan böyle bir talepte bulunduğu da be-
149
sin olarak inanmakla birlikte bunu gözle görmeyi arzulamış, lirtilmiştir.
ilme’l-yakîn olarak bildiklerini ayne’l-yakîn seviyesine çıkart- Bunun yanında bilim insanları şöyle bir ihtimali de göz ardı
143
mak istemiş veya nefsinin uyandırdığı kuşkuları gidermek etmemektedirler. Şüphesiz bu ümmet, peygamberin pey-
144
için böyle bir istekte bulunmuştur. Bunlara ilave olarak Hz.
İbrahim’in bütün mucizelerinin aklî olmasına karşılık, diğer 147 Ebussuud, s. 1/573.
peygamberlerde hem aklî hem de hissî mucizeler bulunması 148 Bakara, 2/260. Bu olay Tevrat’ta farklı bir şekilde ele alınmaktadır: “Avram
Rabb’e iman etti, Rab bunu ona doğruluk saydı. Tanrı Avram’a, ‘Bu toprak-
dolayısıyla o da benzeri bir hissî mucize istemesine karşılık ları sana miras olarak vermek için Kildanilerin Ur kentinden seni çıkaran
145
Allah tarafından böyle bir örnek verilmiştir. Bütün bunla- Rab benim.’ dedi. Avram, ‘Ey Egemen Rab, bu topraklarımı miras alacağımı
nasıl bileceğim?’ diye sordu. Rab ‘Bana bir düve, bir keçi, bir de koç getir.’
rın yanında deniz kenarındaki leş örneğinde olduğu gibi çe-
dedi. ‘Hepsi üçer yaşında olsun’. Bir de kumruyla güvercin yavrusu getir.’
şitli şekillerde telef olan veya çürüyen cesetlerin sonradan Avram hepsini getirdi, ortadan kesip parçaları birbirine karşı dizdi. Yalnız
kuşları kesmedi. Leşlerin üzerine konan yırtıcı kuşları kovdu. Güneş batar-
nasıl toplanarak bir bütün hâline gelişini merak etmiş ola- ken Avram derin bir uykuya daldı. Üzerine dehşet verici zifiri bir karanlık
bilir. Kur’an-ı Kerim’de bu konu şöyle beyan edilmektedir. çöktü. Rab Avram’a şöyle dedi: ‘Şunu iyi bil ki, senin soyun yabancı bir ül-
146
“İbrahim Rabb’ine: ‘Ey Rabb’im! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana kede, gurbette yaşayacak. Dört yüz yıl kölelik edip baskı görecek. Ama so-
göster.’ demişti. Rabb’i ona: ‘Yoksa inanmadın mı?’ dedi. İbra- yuna kölelik yaptıran ulusu cezalandıracağım. Sonra soyun oradan büyük
mal varlığıyla çıkacak. Sen de esenlik içinde atalarına kavuşacaksın. İleri
yaşta ölüp gömüleceksin. Soyunun dördüncü kuşağı buraya geri dönecek.
141 Ebussuud; s. 1/573. Çünkü Amorluların yaptığı kötülükler henüz doruğa varmadı.’ Güneş ba-
tıp karanlık çökünce, dumanlı bir mangalla alevli bir meşale göründü. Ve
142 Maturîdî, s. 11/27.
kesilen hayvan parçalarının arasından geçti. O gün Rab Avram’la antlaşma
143 Maturîdî, s. 2/199; İbn Kesir, Kısas, s. 1/155-156.
yaparak ona şöyle dedi: ‘Mısır Irmağından büyük Fırat Irmağı’na kadar
144 Maturîdî, s. 7/287. uzanan bu toprakları-Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan,
145 Maturîdî, s. 2/200. Girgaş ve Yevus topraklarını- senin soyuna vereceğim.’ Tekvin, 15/6-21.
146 Razi, Tefsir, s. 5/464. 149 Razi, s. 5/464.