Page 63 - Hz_ibrahim
P. 63
60 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 61
yını da kavramaya elverişli değildir. Dolayısıyla Hz. İbrahim’in Kur’an-ı Kerim’de çeşitli vesilelerle Cenab-ı Allah, pek çok
anlattığı hususlarda önce kendisi tatmin olmalı ve sonra da hikmetin açığa çıkması ve anlaşılabilmesi için Hz. İbrahim’i
başkalarının inanmasını istemelidir. Bunun bir başka sebebi insanlığa örnek olarak takdim etmiştir. Bu örneklerden biri-
de muhatap kitlenin yani sıradan insanların bu hususu iyi id- si de ölülerin yeniden diriltilmesi hadisesidir. Olayın hikmet
rak edebilmeleri için Hz. İbrahim’in şahsında yapılan bir gör- boyutundan ziyade fiziki tarafına çözüm arayışında bulunan
sel bilgilendirme olsa gerektir. O, pek çok ihtimal yanında bu Hasan el-Basri, Dahhâk, Katâde, Atâ ve İbn Cüreyc gibi âlim-
isteğiyle akıl ve duyularla elde ettiği kazanımları bir de tec- lerden nakledildiğine göre İbrahim’i (as) bu konuda düşün-
meye sevk eden hadise, onun deniz kenarında gördüğü bir
rübe ile somutlaştırmak amacıyla ölülerin nasıl diriltileceğini
hayvan cesedi olmuştur. O, denizin yükseldiği zaman dalga ile
görmek istemiş de olabilir.
gelen deniz canlıları ve balıkların, dalga geçtikten sonra da
Hz. İbrahim, Allah’ın ölüleri diriltme kudretine sahip oldu-
karada yaşayan leş yiyen yırtıcı hayvanlar ve kuşların bu leş-
ğunu bilimsel/teorik olarak biliyor, onun nasıl gerçekleştiği- ten yediğini görmüştür. Dolayısıyla o, leşin her bir parçasının
ni gözleriyle de görmek istiyordu. Kur’an-ı Kerim’de verilen ayrı bir hayvanın midesine gitmesi sonucu, bunların yeniden
bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla ilim insanları, bu konuda dirilme esnasında nasıl bir araya geleceği konusunda hayrete
Hz. İbrahim’in şüphesi olduğu veya konuyu zorlaştırmak için düşmüştür. Yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanan bu hay-
Cenab-ı Allah’tan böyle bir istekte bulunmadığını, aksine bu van cesedi üzerine: “Şüphesiz Rab, bunu bile yırtıcı hayvan-
şekilde ilme’l-yakînden ayne’l-yakîne yükselmek amacıyla bu ların kursaklarından toparlayıp bir araya getirecek, sonra da
soruyu sorduğunu söylemiştir. Onlar, Hz. İbrahim’in imanıyla yeniden diriltecek kudrete sahip olmalı.” şeklinde düşünmeye
bildiklerini, gözleriyle de görmek istediğini, zaten “İnanmıyor başlamıştır. Bir başka rivayete göre ise: Nemrud ile mücade-
musun?” sorusuna olumlu cevap vermesinden de bunun anla- lesinde “Benim Rabb’im yaşatır ve öldürür” dediğinde Nem-
139
şıldığını belirtmiştir. rud “Ben de yaşatırım ve öldürürüm.” demiş. Bunun üzerine
Hz. İbrahim “Benim Rabb’im ruhları vermek ve almak suretiy-
İslam inanç esaslarından birisi ahirete imandır. İnsanın orada le yaşatır ve öldürür.” deyince, Nemrud “Sen gözünle gördün
yaşanacakları kavrayabilmesi için önce öldükten sonra yeni-
mü?” diye sormuş. Bu soru üzerine Hz. İbrahim susmak duru-
den dirilme konusunu akıl ve göz ile kavramaya ihtiyaç duyar
munda kalmıştır. O, hem kendisini ikna etmek hem de karşı-
ve bunun nasıl olduğunu merak eder. Bundan dolayı Cenab-ı
sındakinin verdiği soruyu doğru cevaplayabilmek için bu işin
Allah böyle bir metot kullanarak Hz. İbrahim’i bu konunun nasıl olduğunu öğrenmek istemiştir. Ebussuud Efendi de
140
açıklanmasına vesile yapmıştır. Bu olayı kavramak, insanın yeniden dirilme olayının gerçekleşmesinin yukarıda nakledi-
dünya hayatında yaptıkları ve yapacaklarını kontrol edebil- len rivayetin birinci kısmı sebebiyle değil de Hz. İbrahim’in
mesi bakımından çok önem arz etmektedir. Zira dünya haya- yaratma, yaşatma ve öldürme konusunda Nemrud ile yaşadı-
tında yaşananların mutlaka sorgulanması, hesaba çekilmesi, ğı tartışma olduğu yönünde bir rivayet aktarmaktadır. Buna
insanın yeniden dirilmesi ve bütün fonksiyonlarını sağlıklı göre; Nemrud ona “Ben de yaşatır ve öldürürüm.” dediğinde
bir şekilde kullanabilmesi ile mümkündür. Hz. İbrahim, “Allah’ın yaratması, ruhların cesede tekrar dön-
139 Havva, s. 2/152-153. 140 Razi, Tefsir, s. 5/464; Mehmed Vehbi, s. 2/485.