Page 279 - Hz_ibrahim
P. 279

276  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                              Hz. İBRAHİM  277



 Yahudilerin ve Hıristiyanların da kurtuluşunu istemek onun   olduğu vurgulanmıştır. Nitekim ilim, irfan ve aklıselim sahibi
 peygamberlik  görevleri  arasındadır.  Orijin  itibarıyla  aynı   bazı kimseler bu davete uyarak Müslüman olmuştur. Ancak
 kaynaktan gelen Tevrat ve Kur’an-ı Kerim arasında bazı or-  bu yüce davete uymayanlarla ilgili hükümleri belirleyen biz-
 tak paydaların olmasından daha doğal bir şey yoktur. Üstelik   zat Cenab-ı Allah olup, Hz. Muhammed sadece onları tebliğ
 Kur’an-ı Kerim, kendinden önce gelen Tevrat ve İncil’i tasdik   etmek ve uygulamakla yükümlüdür.
 ettiğini  belirtmekte,  bu  arada  onların  eksiklerini  tamam-
 lamakta,  yanlışlarını  düzeltmekte,  zaman  zaman  Tevrat’ta   c-  Kıblenin Değiştirilmesi Meselesi
 bulunan  bazı  hususlara  temas  etmektedir.  Bunun  benzeri,
             Hanımefendi  kıble  konusunda  tamamen  yanlışlardan  olu-
 Hıristiyanlık için de geçerlidir. Nitekim İslam’ın ilk yıllarında
             şan bir kurguyla İslam’a olan husumetini ortaya koymuştur.
 Mekke’deyken müşriklerin baskı ve zulümlerine dayanama-
             O, Medine’de yaşayan ve sosyoekonomik alanda güçlü olan
 yan bazı Müslümanlar Hristiyanların yaşadığı yer olan Habe-
             Yahudilerin  desteğini  almak  için  Hz.  Muhammed’in  kıbleyi
 şistan’a hicret etmiştir. Onları almaya gelen müşrik heyetin
             bile Kudüs’e çevirdiği iftirasında bulunmuştur. Hâlbuki Kata-
 taleplerine, Kral Necaşi nezdinde Cafer b. Ebi Talib’in başkan-
             de’den gelen bir rivayette, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in
 lığındaki  Müslüman  heyet,  kendilerini  Kur’an’dan  bazı  bö-
             Mekke’de iken, henüz Yahudilerle tanışmadan veya hanıme-
 lümler okuyarak savunmuştur. Dinlediği Kur’an-ı Kerim ayet-
             fendinin dediği gibi onlarla ilgili bir beklenti içine girmeden
 lerinden etkilenen Necaşi, inandığı İncil ile dinlediği Kur’an-ı
                                                               887
             Kudüs’e yönelerek namaz kıldığı haber verilmektedir.  Ona
 Kerim ayetleri arasındaki yakınlığı görünce çok etkilenmiş ve
             hatırlatmak gerekir ki eğer o, bu konuda kendi arzusu istika-
 Müslümanlara sahip çıkmış, hatta Müslüman olmuştur. Dola-
             metinde hareket etse idi, hicret esnasında kullandığı ifadeler-
 yısıyla Hz. Muhammed Yahudiliğin taklitçisi olmamış, iki din
             den de anlaşıldığı üzere, içinde doğup büyüdüğü, insanlar ta-
 ve kutsal metin arasındaki ortak değerlere dikkat çekmek is-
             rafından kutsallığından şüphe olmayan Mekke’nin en önemli
 temiştir.
             varlığı olan Kâbe’ye yönelirdi. Oysa Hz. Peygamber, kendi is-
 Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından gönderilen en son ilahi ki-  teğiyle bir tercihte bulunmamış, kıble değişikliğini emreden
 tap  olarak,  Hz.  Âdem’den  itibaren  gönderilen  bütün  kutsal   ayeti kerime gelinceye kadar Kudüs’e yönelmiştir.
 kitapların  mesajını  kendinde  toplamış,  dolayısıyla  kendin-  “Önce Kudüs’e yönelik kıbleyi, Hz. Muhammed Yahudilere kızıp
 den önceki din ve kitapların hükümlerini ortadan kaldırarak
             Kâbe’ye döndürünce…” Bu ifade, İslam’ın sanki kurucusunun
 mensuplarının  İslam  etrafında  bütünleşmelerini  istemiştir.
             Hz. Muhammed olduğu veya din üzerinde istediği değişikli-
 Bu konuda Hz. Muhammed’in herhangi bir inisiyatif kullan-
             ği yapabildiği şeklinde bir iftira ürünüdür. Ayrıca kullanılan
 ması söz konusu olamaz. Ancak diğer din mensuplarıyla ilgili
             üslup iki din mensupları arasında geçmişte yaşanan olayları
 strateji ve onlarla ilgili inen ayetler ilahi bir sistem dâhilin-
             tekrar gündeme taşıyarak yeni bir husumet/düşmanlık orta-
 de olmuştur. Bu sistemde öncelikle onlarla İslam arasındaki
             mı hazırlamayı, dünya barışını tesis yerine farklı din mensup-
 ortak  noktalara,  özü  itibarıyla  bütün  dinlerin  aynı  kaynak-
             ları arasına kin ve nefret tohumları ekmeyi amaçladığı hissini
 tan beslendiğine dikkat çekilmiş ve insanlığın kurtuluşu için
             uyandırmaktadır.
 gönderilen bütün peygamberlerin Allah tarafından bu ilahi
 mesajı insanlara tebliği etmek için görevlendirilen insanlar   887  Ahmet Özel, “Kıble”, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, 2002, s. 25/366.
   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283   284