Page 278 - Hz_ibrahim
P. 278

276  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                                                                                                    Hz. İBRAHİM  277



           Yahudilerin ve Hıristiyanların da kurtuluşunu istemek onun                    olduğu vurgulanmıştır. Nitekim ilim, irfan ve aklıselim sahibi
           peygamberlik  görevleri  arasındadır.  Orijin  itibarıyla  aynı               bazı kimseler bu davete uyarak Müslüman olmuştur. Ancak
           kaynaktan gelen Tevrat ve Kur’an-ı Kerim arasında bazı or-                    bu yüce davete uymayanlarla ilgili hükümleri belirleyen biz-
           tak paydaların olmasından daha doğal bir şey yoktur. Üstelik                  zat Cenab-ı Allah olup, Hz. Muhammed sadece onları tebliğ
           Kur’an-ı Kerim, kendinden önce gelen Tevrat ve İncil’i tasdik                 etmek ve uygulamakla yükümlüdür.
           ettiğini  belirtmekte,  bu  arada  onların  eksiklerini  tamam-
           lamakta,  yanlışlarını  düzeltmekte,  zaman  zaman  Tevrat’ta                     c-  Kıblenin Değiştirilmesi Meselesi
           bulunan  bazı  hususlara  temas  etmektedir.  Bunun  benzeri,
                                                                                         Hanımefendi  kıble  konusunda  tamamen  yanlışlardan  olu-
           Hıristiyanlık için de geçerlidir. Nitekim İslam’ın ilk yıllarında
                                                                                         şan bir kurguyla İslam’a olan husumetini ortaya koymuştur.
           Mekke’deyken müşriklerin baskı ve zulümlerine dayanama-
                                                                                         O, Medine’de yaşayan ve sosyoekonomik alanda güçlü olan
           yan bazı Müslümanlar Hristiyanların yaşadığı yer olan Habe-
                                                                                         Yahudilerin  desteğini  almak  için  Hz.  Muhammed’in  kıbleyi
           şistan’a hicret etmiştir. Onları almaya gelen müşrik heyetin
                                                                                         bile Kudüs’e çevirdiği iftirasında bulunmuştur. Hâlbuki Kata-
           taleplerine, Kral Necaşi nezdinde Cafer b. Ebi Talib’in başkan-
                                                                                         de’den gelen bir rivayette, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in
           lığındaki  Müslüman  heyet,  kendilerini  Kur’an’dan  bazı  bö-
                                                                                         Mekke’de iken, henüz Yahudilerle tanışmadan veya hanıme-
           lümler okuyarak savunmuştur. Dinlediği Kur’an-ı Kerim ayet-
                                                                                         fendinin dediği gibi onlarla ilgili bir beklenti içine girmeden
           lerinden etkilenen Necaşi, inandığı İncil ile dinlediği Kur’an-ı
                                                                                                                                           887
                                                                                         Kudüs’e yönelerek namaz kıldığı haber verilmektedir.  Ona
           Kerim ayetleri arasındaki yakınlığı görünce çok etkilenmiş ve
                                                                                         hatırlatmak gerekir ki eğer o, bu konuda kendi arzusu istika-
           Müslümanlara sahip çıkmış, hatta Müslüman olmuştur. Dola-
                                                                                         metinde hareket etse idi, hicret esnasında kullandığı ifadeler-
           yısıyla Hz. Muhammed Yahudiliğin taklitçisi olmamış, iki din
                                                                                         den de anlaşıldığı üzere, içinde doğup büyüdüğü, insanlar ta-
           ve kutsal metin arasındaki ortak değerlere dikkat çekmek is-
                                                                                         rafından kutsallığından şüphe olmayan Mekke’nin en önemli
           temiştir.
                                                                                         varlığı olan Kâbe’ye yönelirdi. Oysa Hz. Peygamber, kendi is-
           Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından gönderilen en son ilahi ki-                  teğiyle bir tercihte bulunmamış, kıble değişikliğini emreden
           tap  olarak,  Hz.  Âdem’den  itibaren  gönderilen  bütün  kutsal              ayeti kerime gelinceye kadar Kudüs’e yönelmiştir.
           kitapların  mesajını  kendinde  toplamış,  dolayısıyla  kendin-               “Önce Kudüs’e yönelik kıbleyi, Hz. Muhammed Yahudilere kızıp
           den önceki din ve kitapların hükümlerini ortadan kaldırarak
                                                                                         Kâbe’ye döndürünce…” Bu ifade, İslam’ın sanki kurucusunun
           mensuplarının  İslam  etrafında  bütünleşmelerini  istemiştir.
                                                                                         Hz. Muhammed olduğu veya din üzerinde istediği değişikli-
           Bu konuda Hz. Muhammed’in herhangi bir inisiyatif kullan-
                                                                                         ği yapabildiği şeklinde bir iftira ürünüdür. Ayrıca kullanılan
           ması söz konusu olamaz. Ancak diğer din mensuplarıyla ilgili
                                                                                         üslup iki din mensupları arasında geçmişte yaşanan olayları
           strateji ve onlarla ilgili inen ayetler ilahi bir sistem dâhilin-
                                                                                         tekrar gündeme taşıyarak yeni bir husumet/düşmanlık orta-
           de olmuştur. Bu sistemde öncelikle onlarla İslam arasındaki
                                                                                         mı hazırlamayı, dünya barışını tesis yerine farklı din mensup-
           ortak  noktalara,  özü  itibarıyla  bütün  dinlerin  aynı  kaynak-
                                                                                         ları arasına kin ve nefret tohumları ekmeyi amaçladığı hissini
           tan beslendiğine dikkat çekilmiş ve insanlığın kurtuluşu için
                                                                                         uyandırmaktadır.
           gönderilen bütün peygamberlerin Allah tarafından bu ilahi
           mesajı insanlara tebliği etmek için görevlendirilen insanlar                  887  Ahmet Özel, “Kıble”, TDV İslam Ansiklopedisi, Ankara, 2002, s. 25/366.
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283