Page 273 - Hz_ibrahim
P. 273
270 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 271
…Muhammed, Yahudilerin ‘Müslüman’ olarak kendilerine ka- Kerim’dir ve o da Allah kelamı olup beşer sözü değildir.
tılmalarını istemiştir. Medine’ye hicretin başlarında Tevrat’tan “Muhammed özel nedenlere dayanarak, İslamlığa, Tevrat hikâ-
onlarla ilgili hikayeler naklederek ve onların çoğu gelenekleri- yelerini sokmak istemiş ve bir puta tapar mabedi olan Kâbe’nin
ni benimseyerek, hatta kıble yönünü Kudüs’e çevirerek bu ama- tanrısal bir başlangıç olduğunu ispatlamak için, İbrahim ve
cını sağlamaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştır. Olamayın-
ca onların aleyhine dönmüştür.” 881 İsmail hikâyesini buna bağlamak ona uygun görünmüş.” Bu
ifadeler, tamamen bilimsellikten uzak, İslam gelenek ve de-
ğerleriyle taban tabana çelişen kasıtlı beyanlardır. Öncelikle
a- Kur’an-ı Kerim Allah Kelamıdır İslam, Batılıların kasıtlı olarak iddia ettikleri gibi “Muham-
mediyanizm,” yani Hz. Muhammed’in tesis ettiği, geliştirdiği
Çığ, aktardığı bu bilgilerin tamamını üç yolla edinmiştir. Bu
ve yayılmasını sağladığı, kendisine dünyalık, çıkar sağlayan
yollardan birincisi; asli görevleri Müslümanların kazanım-
bir din değildir. O’nun Allah tarafından vahyi ilahiye muha-
larını kabullenemedikleri için İslam’ı karalamayı, ona iftira
tap alınan ve peygamber olarak görevlendirilen bir insan ol-
atmayı kendilerine öncelikli görev sayan ve oryantalizm adı
duğu Müslim, gayrimüslim herkes tarafından bilinmektedir.
altında bu konuda organize faaliyetler içine giren Batılı müs-
teşriklerin ilim adına derledikleri kitaplardır. İkincisi; Müslü- Kur’an-ı Kerim, yirmi üç yıllık bir sürede nazil olmuş ilahi ve
man bir ülkede yaşadıkları hâlde İslam’ı içine sindiremeyen- İslam inancının değişmemiş/değiştirilememiş yegâne kut-
lerden veya müsteşriklerden beslenenlerdir. Onlar bu kay- sal ve orijinal kitabıdır. Bu kutsal kitapta, Kitab-ı Mukaddes
naklarda naklettikleri bilgileri, amaçlarına ulaşabilmek için benzeri bir değişim asla olmamış veya örneğin Yeni Ahit’teki
ya eksik veya çarpıtarak aktarmıştır. Üçüncüsü; geleneksel Pavlus’un mektuplarına benzer beşeri unsurlar asla ona ka-
İslami literatürden bir oryantalist gibi işine gelenleri alarak, rışmamıştır. Hz. Muhammed, Allah’ın elçisi olarak kendisi-
işine gelmeyenleri eleştirmek için seçici davranarak yarar- ne gelen vahiyleri doğrudan insanlara tebliğ etmiştir. Gerek
lanma yoluna gitmesidir. Tevrat gerekse Hz. İbrahim ve ailesi ile ilgili verilen bilgiler
tamamen Allah’ın iradesi doğrultusunda, O’nun istedikle-
“İslam yazarları Kâbe için de çeşitli hikâyeler yazmış.” ifadesi;
ri, O’nun istediği şekil ve O’nun istediği kadar bildirilmiştir.
Kâbe konusunu ve bu konuda verilen bilgileri değersizleştir-
Kur’an-ı Kerim’de Tevrat ve onunla ilgili verilen bilgilerin bü-
mek için kullanılmış olmalıdır. Ebette insan unsuru olan yer-
yük çoğunluğu, Tevrat’ta zaman içinde oluşan bozulmaları,
de, kasıt olmadığı sürece, eksiklerin ve hataların olması kaçı-
Yahudi ve Hıristiyanların bu bozulmuş bilgilerden kaynakla-
nılmazdır. İslami kaynaklarda bu konuda verilen bilgilerin bir
nan yanlış dinî inanış ve uygulamalarını düzeltmek amacına
kısmı ayeti kerime ve hadisi şeriflerden oluşmakta, bunlar-
yöneliktir. Nitekim Çığ, Tevrat’ın insan unsuru katkılarla nasıl
dan geri kalan boşluklar da hanımefendinin beslendiği kay-
kutsal kitap niteliğini kaybettiğiyle ilgili şu değerlendirmeleri
nakların övünerek savundukları İsrailiyyattan tamamlanmış
yapmaktadır: “Musa’nın yazdığı söylenen Tevrat’taki ilk beş ki-
bulunmaktadır. Dolayısıyla Müslüman yazarlar kendiliklerin-
tabın onun tarafından yazılmadığı bütün bilim adamları tara-
den bir roman ve senaryo yazmamışlardır. Kaldı ki Kâbe ile
fından kabul edilmektedir. Musa zamanında onları yazacak şe-
ilgili temel bilgileri bizlere aktaran kutsal kitabımız Kur’an-ı
kilde İbrani yazısı gelişmemiş. İkinci olarak, o çağda yazı taşlar
üzerine yazılıyordu deniyor. Yazının gelişmesi ancak İÖ 9 ve 8.
881 Çığ, s. 139-141.