Page 276 - Hz_ibrahim
P. 276
274 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 275
cerü’l-Esved’i ve Makam-ı İbrahim’i de put olarak niteleyen yollardan bu ilişkiyi kurma gayretine girdiklerini ileri sür-
Wensinck: “Hacerü’l-Esved, Kâbe’nin içinde veya dışında şüp- müştür. Halbuki birazcık izan, irfan ve ilim sahibi olan herkes
hesiz tek put değildi. İsmi rivayetlerde geçmemekle beraber, bilirki “Her nekadar muazzez hanı öğrenememiş olsa da - Hz.
Makam-ı İbrahim de eskiden beri mukaddes sayılan bir taş idi.” Muhammed (sav) Hz. İbrahim’in Hz. İsmail kanalından toru-
demektedir. Gerek İslam öncesi ve gerekse İslam’dan sonra nudur. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Allah ve insanlar
hiçbir zaman kendisine tapınılmayan ve putlar arasında sa- nazarında ki onuru, dünya ve ahiretteki konumu belli olup
yılmayan bu iki taş ile ilgili değerlendirmelerde Wensinck, bu onun böyle bir sahte itibara hiç ihtiyacı yoktur.
taşlara duydukları saygı sebebiyle, dolaylı olarak dünden bu
Hz. Muhammed dinî bir strateji olarak Hz. İbrahim ve oğlu
güne bütün Müslümanların putperest olduklarını ima etmeye
ile akrabalık tesis etmek yoluna gitmemiştir. Aksine Hz. İb-
çalışmaktadır. Oysa o, bu kasıtlı değerlendirmelerinden bir rahim’in, oğlu Hz. İsmail yoluyla Peygamberimiz Hz. Muham-
önceki paragrafta; “Hacerü’l-Esved’in herhangi bir ilah ile ilgi-
med’in büyük atalarından olduğu tarihî bir olgudur. Onun
li olduğuna dair bir rivayet mevcut değildir.” diyerek hem bir
insanlığa emanet ettiği saf ve net, tek Allah inancını temsil
gerçeği itiraf etmekte hem de kendine cevap vermektedir. 886
eden haniflik, aynı zamanda Hz Muhammed’in tebliğ ettiği
Yukarıda geniş bir şekilde ele aldığımız gibi Yüce Allah, geleneksel İslam inancının o dönemdeki temsilcisidir ve her
Kâbe’yi putların değil kendi evi olduğunu belirtmekte, bu ikisi de insanlığın kurtuluşu için gönderilmiş peygamberler-
amaçla o, asırlarca Allah’a inananların kıblesi olarak kabul dendir. Bu sebeple Hz. Muhammed, Hz. İbrahim’in dinî değer-
edilmektedir. Zaman zaman içine ve dışına bazı putlar konsa lerini istismar etmemiş, bıraktığı emanet ile insanlığın yeni-
bile, tarihin hiçbir döneminde Kâbe puta tapanların mabedi den yüzleşmesini sağlamış, Yahudi ve Hıristiyanların onun
olmamıştır. Müşriklerin Allah inancına sahip olduğu ve putla- emaneti tevhit inancından, dinî ve ahlaki değerlerden nasıl
rı Allah’a yaklaştıran aracılar olarak inandıkları düşünüldü- uzaklaştığını anlatmak istemiştir.
ğünde, onlar Kâbe’yi Allah’ın evi olarak kabul etmelerinden
ve orayı bu amaçla putlarla doldurmak istemelerinden dola- b- Hz. Muhammed Dinî Duyguları Sömürmemiştir
yı, Kâbe puta tapanların mabedi haline gelmiştir. Bu tam an-
“Muhammed, Yahudilerin ‘Müslüman’ olarak kendilerine katıl-
lamıyla oranın putperestler tarafından işgal edilmesidir. malarını istemiştir. Medine’ye hicretin başlarında Tevrat’tan
Çığ, “Tevrat’a ait söylencelerin en büyük icatçıları olan İbn Ab- onlarla ilgili hikâyeler naklederek ve onların çoğu gelenekleri-
bas ve İbn Kelbi, Ona bir soyluluk yakıştırmaya kalkıyorlar. İb- ni benimseyerek, hatta kıble yönünü Kudüs’e çevirerek bu ama-
rahim’e Muhammed’i ve ailesini bağlayarak Araplara bir onur cını sağlamaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştır. Olamayın-
kazandırmak istemişlerdir.” ifadeleriyle İslam Bilim Tarihi’nin ca onların aleyhine dönmüştür.”
en önemli isimlerini hakaret ederek ve iftira atarak kendi
Hz. Muhammed, geçmişinde hangi dinî inancın, kültürün et-
gibi düşünen çevrelere yaranmaya ve orada itibar kazan-
kisi olursa olsun sadece bir kavim için değil, bütün insanlığın
maya çalışmıştır. Ayrıca zımnen Hz. Muhammed’in (sav) Hz.
kurtuluşu için Cenab-ı Allah tarafından gönderilmiş evren-
İbrahim’in soyundan gelmediğini iddia ederek, onların sanal
sel bir elçidir. Putperest müşrik Arapların hidayete ermesini
886 Wensinck, Kâbe, s. 6/14. istediği kadar, asliyetini yitirmiş bir dinin mensupları olan