Page 235 - Hz_ibrahim
P. 235
232 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 233
kuzey, güney, doğu ve batı şeklinde dört ana yöne göre ya- Hz. İbrahim’in eşi ve oğlundan sonra Mekke’ye ilk yerleşenler
pılmıştır. Kâbe’nin kuzey batı duvarının karşısında Kâbe’ye Cürhümlüler olmuştur. Hz. İsmail’in eşinin babası olan Mu-
bitişik olmayan yarım daire şeklinde ve çevresi yaklaşık bir dad b. Amr el-Cühemi, bu kabilenin ileri gelenlerindendir. Hz.
metre yüksekliğinde duvar ile çevrilen “Hatim” denen bir yer İsmail hayatta iken Kâbe ile kendisi ilgilenmiş, vefatını mü-
vardır ki burasının Kâbe’nin içine dâhil olduğuna inanılmak- teakiben büyük oğlu Nebt, Kâbe’nin muhafızlığını üstlenmiş
746
tadır. fakat onun da ölümü üzerine Mudad bu muhafızlığı alınca
Kâbe’nin yönetimi Cürhümlülerin eline geçmiştir. Daha sonra
Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail bu bölgeye getirildikten sonra
buranın muhafızlığı Huzaalılar tarafından yürütülmüştür. Bu
Mekke kısa zamanda bir cazibe merkezi hâline gelmiş, Kâbe
görevi, ilerleyen yıllarda Hz. İsmail’in torunlarından Kusay b.
vesilesiyle insanlar orayı bir hac yeri olarak kutsamıştır.
748
Kilab üzerine almıştır.
Asırlar boyunca bu ilgi artarak günümüze kadar gelmiştir.
Kâbe’ye hizmet insani ve dinî bir hizmet ve şeref olarak kabul Kâbe’nin ilk yapıldığı esnada tavanı, eşiği, penceresi, kapısı
edildiği için her dönem onunla özel olarak ilgileneneler ol- olmamıştır. Sonra Hz. İsmail soyundan ve Hz. Muhammed’in
muş hatta bu bir itibar yarışına dönüşmüş, zaman zaman bu dedelerinden olan Kusay İbn Kilab, Kâbe’nin muhafızlığını
uğurda savaşlar bile göze alınmıştır. eline aldığı zaman, eski binayı da yıkarak onun yerine hur-
ma ağaçlarından yapılan kerestelerle tavanlı bir bina yapmış-
Tarih boyunca Arapların dinî merkezleri daima Mekke ol-
tır. 749
muştur. Bütün Araplar hac maksadıyla burayı ziyaret etmiş-
tir. Onlar yavaş yavaş Hz. İbrahim’in emanet ettiği tevhit di- Ebussuud Efendi, rivayetlere göre Kâbe’nin beş defa yapıldı-
ninden uzaklaşmalarına rağmen Kâbe kutsiyetinden bir şey ğını nakletmektedir:
kaybetmemiştir. 747 1. Melekler yapmıştır. Kırmızı yakuttan yapılan bu bina
Nuh Tufanı’nda gökyüzüne kaldırılmıştır.
746 Hicr: Hicr, Kâbe’den ayrılmış olmakla birlikte onun bir parçası olarak
kabul edilmektedir. Burası, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail ile birlikte inşa 2. Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail yapmıştır.
ettiği Kâbe’ye dâhil bulunuyordu. Ancak yangın ve sel baskınları sonucu yı-
kılan Kâbe’nin Hz. Muhammed’in de katıldığı 605 yılındaki yeniden inşası 3. Cahiliye döneminde Kureyşliler tarafından yapılmış-
sırasında Mekkeliler, kendi aralarında topladıkları paranın Hz. İbrahim’in
tır ki, bunda Peygamberimiz Hz. Muhammed’in de
temelleri üzerine yapılan inşaatı tamamlamaya yetmeyeceğini anlayınca
binanın daha küçük yapılmasına karar verdiler. Bu inşaat sırasında yarım katkıları olmuştur.
daire şeklindeki bir yeri Kâbe’nin dışında bıraktılar ve burasını göğüs hiza-
sına gelen bir duvarla çevirip (hatim) Kâbe’den olduğu anlaşılsın diye taşla 4. Abdullah ibn Zübeyir yaptırmıştır.
döşediler. Kâbe’den sayıldığı halde oradan ayrı bırakıldığı için “hicr” veya
“hicru İsmail” adını verdiler. Peygamber’imiz Hz. Muhammed, Hz. Aişe’ye 5. Haccac zamanında yapılmıştır. 750
“Eğer kavmim küfür dönemine yakın bulunmamış olsaydı, Kâbe’yi yıktırıp
İbrahim’in temelleri üzerine yeniden inşa ederdim, dışarıda bırakılan kıs- Mustafa Asım Köksal, Ebussuud Efendi tarafından verilen bil-
mı içeri alırdım.” buyurmuştur. (Buhari, “Hac, 42; Nesai; “Hac”, 125. ) Yine
gileri de kapsayacak şekilde, yapılışından itibaren Kâbe’nin
bir başka rivayete göre Peygamber’imiz Hz. Muhammed Kâbe’nin içinde
namaz kılmak isteyen Hz. Aişe validemize Hicr’de namaz kılmasını tavsiye
etmiştir. (Tirmizi, “Hac”, 48; Nesai, “Hac”, 128.) (bk. Fuat Günel, “Hicr”, TDV 748 Şibli, s. 1/116-117.
İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1998, s. 17/455. 749 Berki, Keskioğlu, s. 20.
747 Berki, Keskioğlu, s. 18. 750 Ebussuud, s. 6/106