Page 234 - Hz_ibrahim
P. 234

232  Prof. Dr. Mustafa ERDEM                                                                                                    Hz. İBRAHİM  233



           kuzey, güney, doğu ve batı şeklinde dört ana yöne göre ya-                    Hz. İbrahim’in eşi ve oğlundan sonra Mekke’ye ilk yerleşenler
           pılmıştır. Kâbe’nin kuzey batı duvarının karşısında Kâbe’ye                   Cürhümlüler olmuştur. Hz. İsmail’in eşinin babası olan Mu-
           bitişik olmayan yarım daire şeklinde ve çevresi yaklaşık bir                  dad b. Amr el-Cühemi, bu kabilenin ileri gelenlerindendir. Hz.
           metre yüksekliğinde duvar ile çevrilen “Hatim” denen bir yer                  İsmail hayatta iken Kâbe ile kendisi ilgilenmiş, vefatını mü-
           vardır ki burasının Kâbe’nin içine dâhil olduğuna inanılmak-                  teakiben büyük oğlu Nebt, Kâbe’nin muhafızlığını üstlenmiş
                746
           tadır.                                                                        fakat  onun  da  ölümü  üzerine  Mudad  bu  muhafızlığı  alınca
                                                                                         Kâbe’nin yönetimi Cürhümlülerin eline geçmiştir. Daha sonra
           Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail bu bölgeye getirildikten sonra
                                                                                         buranın muhafızlığı Huzaalılar tarafından yürütülmüştür. Bu
           Mekke kısa zamanda bir cazibe merkezi hâline gelmiş, Kâbe
                                                                                         görevi, ilerleyen yıllarda Hz. İsmail’in torunlarından Kusay b.
           vesilesiyle  insanlar  orayı  bir  hac  yeri  olarak  kutsamıştır.
                                                                                                              748
                                                                                         Kilab üzerine almıştır.
           Asırlar  boyunca  bu  ilgi  artarak  günümüze  kadar  gelmiştir.
           Kâbe’ye hizmet insani ve dinî bir hizmet ve şeref olarak kabul                Kâbe’nin ilk yapıldığı esnada tavanı, eşiği, penceresi, kapısı
           edildiği için her dönem onunla özel olarak ilgileneneler ol-                  olmamıştır. Sonra Hz. İsmail soyundan ve Hz. Muhammed’in
           muş hatta bu bir itibar yarışına dönüşmüş, zaman zaman bu                     dedelerinden  olan  Kusay  İbn  Kilab,  Kâbe’nin  muhafızlığını
           uğurda savaşlar bile göze alınmıştır.                                         eline aldığı zaman, eski binayı da yıkarak onun yerine hur-
                                                                                         ma ağaçlarından yapılan kerestelerle tavanlı bir bina yapmış-
           Tarih  boyunca  Arapların  dinî  merkezleri  daima  Mekke  ol-
                                                                                         tır. 749
           muştur. Bütün Araplar hac maksadıyla burayı ziyaret etmiş-
           tir. Onlar yavaş yavaş Hz. İbrahim’in emanet ettiği tevhit di-                Ebussuud Efendi, rivayetlere göre Kâbe’nin beş defa yapıldı-
           ninden uzaklaşmalarına rağmen Kâbe kutsiyetinden bir şey                      ğını nakletmektedir:
           kaybetmemiştir. 747                                                               1.  Melekler yapmıştır. Kırmızı yakuttan yapılan bu bina
                                                                                                Nuh Tufanı’nda gökyüzüne kaldırılmıştır.
           746   Hicr:  Hicr,  Kâbe’den  ayrılmış  olmakla  birlikte  onun  bir  parçası  olarak
              kabul edilmektedir. Burası, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail ile birlikte inşa   2.  Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail yapmıştır.
              ettiği Kâbe’ye dâhil bulunuyordu. Ancak yangın ve sel baskınları sonucu yı-
              kılan Kâbe’nin Hz. Muhammed’in de katıldığı 605 yılındaki yeniden inşası       3.  Cahiliye döneminde Kureyşliler tarafından yapılmış-
              sırasında Mekkeliler, kendi aralarında topladıkları paranın Hz. İbrahim’in
                                                                                                tır  ki,  bunda  Peygamberimiz  Hz.  Muhammed’in  de
              temelleri üzerine yapılan inşaatı tamamlamaya yetmeyeceğini anlayınca
              binanın daha küçük yapılmasına karar verdiler. Bu inşaat sırasında yarım          katkıları olmuştur.
              daire şeklindeki bir yeri Kâbe’nin dışında bıraktılar ve burasını göğüs hiza-
              sına gelen bir duvarla çevirip (hatim) Kâbe’den olduğu anlaşılsın diye taşla   4.  Abdullah ibn Zübeyir yaptırmıştır.
              döşediler. Kâbe’den sayıldığı halde oradan ayrı bırakıldığı için “hicr” veya
              “hicru İsmail” adını verdiler. Peygamber’imiz Hz. Muhammed, Hz. Aişe’ye        5.  Haccac zamanında yapılmıştır. 750
              “Eğer kavmim küfür dönemine yakın bulunmamış olsaydı, Kâbe’yi yıktırıp
              İbrahim’in temelleri üzerine yeniden inşa ederdim, dışarıda bırakılan kıs-  Mustafa Asım Köksal, Ebussuud Efendi tarafından verilen bil-
              mı içeri alırdım.” buyurmuştur. (Buhari, “Hac, 42; Nesai; “Hac”, 125. ) Yine
                                                                                         gileri de kapsayacak şekilde, yapılışından itibaren Kâbe’nin
              bir başka rivayete göre Peygamber’imiz Hz. Muhammed Kâbe’nin içinde
              namaz kılmak isteyen Hz. Aişe validemize Hicr’de namaz kılmasını tavsiye
              etmiştir. (Tirmizi, “Hac”, 48; Nesai, “Hac”, 128.)  (bk. Fuat Günel, “Hicr”, TDV   748  Şibli, s. 1/116-117.
              İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1998, s. 17/455.                            749  Berki, Keskioğlu, s. 20.
           747  Berki, Keskioğlu, s. 18.                                                 750  Ebussuud, s. 6/106
   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239