Page 67 - Microsoft Word - orjinal
P. 67

Dr. MUSTAFA BAŞ                       67




                                Çocuklarımız ve Din


                                “A     llah’ın rahmetinden dolayı, sen onlara karşı yumuşak dav-

                                       randın. Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın, şüphesiz etrafın-
                            dan dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara mağfiret dile, iş hakkında onla-
                            ra danış, fakat karar verdin mi Allah’a güven, doğrusu Allah güvenenleri
                            sever.” (Ali İmran Suresi 159)
                                Yukarıdaki Kur’an ayetine bakıldığında  özel mana  ile Allah, Hz.
                            Peygamberin insanlar ile ilişkilerinde nasıl davrandığını bize bildirmek-
                            tedir. Ayetin genel olarak ortaya koyduğu mana ise Müslümanların gerek
                            bir birleri, gerekse başkaları ile ilişkilerinde nasıl davranması gerektiğini
                            vurgulamaktadır. Allah; (Rasûlüm) “Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve gü-
                            zel öğütle çağır...” Nahl 16/125 ayetiyle de bize ilişkilerimizdeki prensibi
                            öğretmektedir.
                                Dinin anlatılması, özellikle de çocuklarımıza anlatılması bizim için
                            çok önemli bir iştir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza sev-
                            gi, barış,  birliktelik, sosyal dayanışma, yardımlaşma, toplum içinde ve
                            dışında olumlu davranışlar sergileme kısacası kendisi ve içinde yaşadığı
                            toplum ile barışık olma hususlarında bir şeyler vere bilmek sağlam dini
                            öğreti ile mümkün olmaktadır. Din, gönül ve beyin, birey ve toplum gibi
                            yaşamın farklı yönlerini dengeli bir biçimde birleştirerek, barış dolu bir
                            insan ve toplum oluşturmayı amaçlamaktadır. Ancak iyi anlatılmadığında
                            ve anlaşılmadığında, özellikle mutsuz ve dar görüşlü insanlarca korku ve
                            baskı kaynağı olarak da kullanılabilmektedir.
                                “Korku merkezli din anlayışı”nın baskın olduğu bir aile ortamında
                            yetişen çocuk, kendine özgü doğal her şeyden utanç duymakta, duygula-
                            rını bastırmakta, kişiliğinin oluşumunda psikolojik problemler yaşamak-
                            tadır. Çocukluğu ve masumluğu bile göz ardı edilerek, din adına denilen-
                            leri yapmazsa  cezalandırılmakta, Allah tarafından ateşe atılmaktadır.
                            Böyle ortamda  yetişen insanlar aldıkları eğitim sebebiyle ortaya çıkan
                            içlerindeki boşluğu doldurmak için aynı anne-babaları gibi dar görüşlü ve
   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72