Page 65 - Microsoft Word - orjinal
P. 65
Dr. MUSTAFA BAŞ 65
Dünya Sevgisi
B iliniz ki dünya hayatı bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir
övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibaret-
tir. Bu, bir yağmur gibidir ki, bitirdiği (ürün) ziraatcilerin hoşuna gider.
Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çerçöp olur.
Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası
vardır. Dünya hayatı aldatıcı geçimlikten başka birşey değildir (Hadid
Suresi: 57/20).
İnsan, bir an aklını başına alıp düşündüğünde yaşamış olduğumuz bu
dünyanın gelip geçici bir alem olduğunu, sonunda ölümün var olması
sebebiyle de ona tam olarak bağlanılmaması gerektiğini anlar. Dünya ha-
yatı bir aldanma vesilesi, bir imtihan salonudur. Yaşayan herkes bu imti-
hana katılmak zorundadır. Bundan hiçbir kimsenin kaçışı olmadığı gibi
bu imtihanda başarılı veya başarısız olmak da kişinin kendi iradesi ve
arzusuna bağlı bir iştir. İnsan, nefsinin arzu ve isteklerine gem vurup, ge-
çici olan bu hayatın parıltılarına kapılmaksızın, ömrünü geçirebilmiş mi?
Bu sorunun cevabı, imtihanın kesin neticesini ortaya koyar. Kur’an da,
hayat ve ölümün bir imtihan vesilesi ve kimin iyi amel sahibi olduğu
probleminin de bu imtihanın en önemli esasını teşkil ettiğini bildirmekte-
dir (1- Bkz. Mülk Suresi).
Hz Muhammed (sas), “ Cennet nefse hoş gelmeyen şeylerle, Cehen-
nem de nefsin hoşlandığı şehevi arzularla donatılmıştır “ buyurmaktadır.
İnsan, yaratılışı itibarı ile mal, mülk, para, kadın v.b gibi nefsanî duygula-
rına hitap eden şeylere eğilimlidir. Bu belirtilen özellikler dünya hayatı-
nın cezbedici özelliğidir. Bunlara karşı aşırı bir şekilde ve hırs derecesin-
de beslenen sevgi ancak şehevi olarak nitelendirilebilir. Yukarıda verilen
ayette ortaya koyulan manada dünya hayatı, dış görünüş itibarı ile insanın
ömrünü boşa harcatan, sadece nefsi arzularını tatmin eden, bir oyun ve bir
eğlenceden başka birşey değildir. Kur’an, dünyanın bu aldatıcı yanını
şöyle açıklamaktadır. “Nefsanî arzulara, kadınlara, oğullara, yığın yığın