Page 61 - Microsoft Word - orjinal
P. 61

Dr. MUSTAFA BAŞ                       61

                                Dualar kabul edileceği inancıyla, gafletten uzak bir şekilde yapılma-
                            lıdır. Hz. Peygamber;  “Kabul edileceğine kesin olarak inanarak Allah’a
                            dua ediniz ve biliniz ki, Allah gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez”,
                            “Dua ettiğiniz zaman, İsteğinizi kesin olarak isteyin. “Allah’ım! Dilersen
                            beni affeyle, dilersen bana  merhamet  eyle” demeyiniz. Çünkü Allah’ı
                            zorlayacak herhangi bir güç yoktur” buyurmuştur. Dua, içten ve samimi
                            duygularla olmalıdır; “Rabbimize alçak gönüllüce ve için için dua edin.
                            Çünkü o, haddi aşanları sevmez.” (A’raf, 7/55).  Allah, yarattığı kullara
                            şah damarından daha yakındır (Kâf, 50/16). Dualar, kabul olma ve affe-
                            dilme ümidi ile reddilme korkusu arasında yapılmalıdır “… Onlar gerçek-
                            ten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) kor-
                            karak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.” (En-
                            biya, 21/90).

                                Kur’an, bize dua formatlarını daha önce duaları kabul edilmiş Pey-
                            gamberler ve insanların dilinden örneklerle aktarmaktadır. Hz. Peygam-
                            ber’in de (sas) inananlara örnek olarak yaptığı dualar hadis kaynaklarında
                            yer almaktadır;
                                “Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana
                            teslim olanlardan bir  ümmet yetiştir. Bize ibadet  yollarımızı göster,
                            tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden,  merhametli
                            olan ancak Sensin. Rabbimiz! İçlerinden onlara Senin ayetlerini okuyan,
                            Kitabı ve hikmeti öğreten, onları her kötülükten  arıtan bir peygamber
                            gönder. Doğrusu güçlü ve Hakim olan ancak Sensin.” (Bakara 128-129)
                                “Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı anarlar; göklerin
                            ve yerin yaratılışını düşünürler: “Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın,
                            Sen münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru. Rabbimiz! Sen ateşe kimi
                            sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıla-
                            rı yoktur. Rabbimiz! Doğrusu biz Rabbinize inanın diye inanmaya çağı-
                            ran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize ba-
                            ğışla, kötülüklerimizi ört, canımızi iyilerle beraber al. Rabbimiz! Pey-
                            gamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen
                            şüphesiz sözünden caymazsın” (Ali imran 191-194)
                                “Onlardan sonra gelenler ise  şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi  ve
                            bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman
                            edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esir-
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66