Page 72 - Microsoft Word - orjinal
P. 72

72                          GÖNÜL SOHBETLERİ

                            (Al-i İmran, 3/14) ayeti ile bu olguyu vurgulamaktadır. İnsan bu dünyada
                            yaşamaktadır. Bu sebeple dünya nimeti sayılan bu şeylerden de yararla-
                            nacaktır. Çünkü bunlar insan için yaratılmıştır.  Ancak bu nimetlerden
                            yararlanma çalmadan,  çırpmadan, hile ve haksızlık olmadan, Allah’ın
                            çizdiği helal kuralları içinde olmak zorundadır. Kur’an; “ (Ey Muham-
                            med! ) De ki : Allah’ın kulları için yarattığı, süsü ve temiz rızıkları kim
                            haram kıldı? De ki : Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde
                            inananlarındır.  İşte bilen  bir topluluk  için âyetleri böyle açıklıyoruz.”
                            (A’raf, 7/32) ayeti ile bu nimetlerin inananlar için Allah’ın yarattığı temiz
                            şeyler olduğunu dile getirmektedir.
                                İnsan, kendisini günahtan koruyamaz. İslam, sadece Peygamberlerin
                            günahsız olduğunu, onların dışında kimsede bu özelliğin bulunmadığını
                            kabul etmektedir. Peygamberimiz de; “Adem oğlunun hepsi günah işler.
                            Günah işleyenlerin en hayırlısı ise tövbe edenlerdir.” hadisiyle bu hususu
                            dile getirmektedir. Büyük veya küçük olsun günah işleyen kimse din dai-
                            resinden çıkmaz. Kalbinde inancı olduğu halde ibadet görevlerini ihmal
                            eden, şirk ve küfür dışındaki günahlardan birini veya bir kaçını işleyen
                            kimse, eğer işlediği günahı helâl saymıyorsa mümindir. Ancak günahkâr-
                            dır. O, yükümlü olduğu ibadetleri yapmadığı veya büyük günah işlediği
                            için cezayı haketmiştir. Ancak, bunun yargısı insanlara değil, Allah’a ait-
                            tir. O, dilerse günahkâr olan kulunu bağışlar, dilerse de günahı oranında
                            cezalandırır. Önemli olan, O’na yönelip işlenmiş olan günahlardan dolayı
                            pişmanlığımızı ona itiraf etmek, O’nun önünde boynumuzun bükük oldu-
                            ğunu bilmektir.

                                Şeytan ve nefis yukarıda da belirttiğimiz gibi insanı içinde bulundu-
                            ğu seçilmiş konumdan işlettirdiği günahlar aracılığı ile alarak en aşağı
                            mertebeye indirmektedir. Öyleyse insan yaşadığı dünya hayatında ölçüle-
                            rini koruyacak, hayatı dünya hayatından ibaret kabul edip bu  nimetleri
                            elde etmek için meşrû olmayan yollara başvurmayacak, günah işlemekten
                            kaçınacaktır. Çünkü kazanılacak asıl mekan, Kuran ayetleri ile şöyle be-
                            lirtilmektedir; “De ki : Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi ? (Gü-
                            nahlardan) sakınanlar için Rableri katında içinden  ırmaklar akan,
                            ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Al-
                            lah’ın hoşnutluğu vardır. Allah,  kullarını çok iyi görür.” (Al-i  İmran,
                            3/15)
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77