Page 76 - Microsoft Word - orjinal

76 GÖNÜL SOHBETLERİ

ve Recep” olarak açıklamışlardır. Recep Ayı, İslâm’dan önce olduğu gibi
İslâm sonrasında da kutsiyetini korumuş olan bir bir aydır. Bu ayın ilk
Cuma gecesi, bütün bu ayları kutlama ve onlara hoşgeldin deme mahiye-
tinde Regâib Gecesi olarak kutlanmaktadır. Regaib gecesi bu ayların Al-
lah’ın ihsan ve manevî hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok insanla-
ra verilmesi, samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmesi, bu sebeple
de bu ayların heyecanla beklenilmesini ve gönülden arzulanmasını ortaya
koyan bir gecedir. Bu ayın 27. gecesi ise bütün İslam Âlemince önemse-
nen ve Hz. Peygamberin en büyük mucizelerinden de biri olan, bir gece
içinde yatağının sıcaklığı soğumadan Mekke’den Kudüs’e, oradan da se-
ma katlarına yükselmiş olduğu Mirac Kandilidir. Hz. Peygamber bu ay
geldiğinde “Ey Allah’ım! Recep ve Şabanı bize mübârek kıl, bizi Rama-
zana kavuştur.” şeklinde dua etmiştir. Üç ayların ikincisi Şaban ayıdır.
Şaban ayının 15. gecesi olan Berat gecesi de müslümanlar için ayrı bir
önemi olan gecedir. Hz. Peygamber’in bu aya ve özellikle Berat Gecesine
ayrı bir önem vermesi, bu gece Allah’ın Rahmetinin kulları üzerine sağa-
nak gibi yağdığını belirtmesi bu ayı daha da önemli kılmıştır. Üç ayların
sonuncusu ise Ramazan ayı ve Kadir gecesidir. Ramazan ayı, hayır ayı,
yoksullara ve düşkünlere yardım ayı, Kur’an’ın indirildiği ve okunduğu
Kur’an ayı, İslam’ın beş temel ibadetinden biri olan oruç ayıdır. Bu ayın
içinde bulunan Kadir gecesi de bin aydan daha hayırlı bir gecedir. Rama-
zanı gercek manada ibadet ve taatla geçiren kişi bu geceyi de hakkı ile
geçirmiş bulunur.

Sonuç olarak bu aylar, Allah’ın bizleri arındırmak amacıyla bie ba-
ğışladığı, ikram ettiği kıymetli ve feyizli zaman dilimleridir. Bu aylar,
yapılan dilek ve isteklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, döküldüğünde
pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği, ne kadar günahkar
olursa olsun isteyen insanın günahlarından tevbe edip temizlendiği arın-
ma aylarıdır. Kısaca üç aylar, iman eden nefislerin kendi ile hesaplaşma
yaptığı, ibadet ve taatın çoğaltıldığı bir yeniden doğuş mevsimidir. Ne
mutlu bu mevsimi idrak edip, hakkı ile yaşayabilenlere ve değerlendiren-
lere.