Page 183 - Microsoft Word - orjinal
P. 183

Dr. MUSTAFA BAŞ                      183

                            yine onun yetiştirdiği Sedefkar Mehmet Ağanın eseridir. Mimar Sinan’ın
                            çıraklık Rüstem Paşa, kalfalık Şehzadebaşı, ustalık Süleymaniye ve mi-
                            marlık eseri olarak da Selimiye Camileri izleyenleri büyülemekte, göste-
                            rişten uzak sade görünümü ile gücü ve kuvveti temsil etmektedir. Aynı
                            zamanda bu camiler, Osmanlı döneminin mimarisinde aşama aşama geli-
                            nen toplu mekana geçiş noktasının da zirveleridir.
                                Bu camilerde bulunan birkaç özelliği tanınması açısından anlatma fay-
                            da görüyorum. Sinan’ın eserlerinde var olan en önemli mimari özellikler-
                            den bir tanesi akustik yani sesin cami içinde orantılı olarak dağılmasıdır.
                            Mihrab ve Minber esas alınarak yapılan bu hesaplamada ses bu iki nokta-
                            dan çıplak  şekilde caminin her tarafına eşit olarak ulaşmaktadır. Mimar
                            Sinan’ın bu hesaplamayı yaparken inşaatın içinde nargile fokurdattığı, bu
                            sebeplerle de şikayet edildiği kaynaklarda aktarılmaktadır. Süleymaniye ve
                            Selimiye başta olmak üzere büyük camilerin bir kısmında oluşturulan hava
                            akımı;  Caminin içinde aydınlatma  için yüzlerce mum  yakılmaktaydı. Bu
                            mumlardan çıkan isler tabii olarak cami içini kirletebilirdi. Yapılan dahiya-
                            ne bir hesaplama ile caminin her tarafından yükselen isler duvarları kirlet-
                            meksizin bir  çizgiye gelmekte, buradan da taç kapı olarak isimlendirilen
                            ana kapının üzerinde bulunan mürekkep odasında toplanmaktaydı. Bu is-
                            lerden elde edilen  mürekkebin  en kaliteli  mürekkep olduğu kaynaklarda
                            bildirilmektedir. Edirne’ye hiç gittiniz mi? Hangi mimari deha, ayrı yerler-
                            de dikmiş olduğu minareleri bakıldığında tek görünecek şekilde birbirinin
                            ardına gizleyebilir. Şehre girişte uzaktan görünen ilk şey Selimiye Camisi-
                            dir. Aslında dört minaresi olan cami önce iki minareliymiş gibi görünür.
                            Şehre girildikçe  simetri bozulmaya başlar ve dört  minarenin var  olduğu
                            görülür. Selimiye Camii, muhteşem kubbesiyle, o koca kubbenin benzerin-
                            den daha ince olan sütunlar üzerine oturtuluşuyla, ince olmasına rağmen
                            aynı kapıdan giren üç ayrı müezzinin üç ayrı şerefeye birbirini görmeden
                            çıkışıyla başlı başına hakkında yazılar yazılacak eser.

                                Mimar Sinan, bugün deprem bölgelerinde kullanılan ve binanın te-
                            melde hareketini sağlayarak depremde yıkılmasını engelleyen  sistemi
                            camilerinde kullandığından, en kuvvetli depremlerde bile camilerin hasar
                            görmediği dikkat çekmektedir. Yukarıdaki ayet bağlamında zaman zaman
                            gezerek bırakılan kültür mirasından haberdar olmalıyız. Bu kendimize
                            olan güveni tazeler ve bize iç hesaplaşma imkânı sağlar.
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188