Page 179 - hz_musa
P. 179
178 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
nimetlerden yiyin için, hayvanlarınızı otlatın. İşte bütün bun-
larda Allah’ın birliğine ve kudretine işaret eden deliller vardır;
fakat bunu anlayacak olanlar, akıl sahibi kimselerdir. Biz sizi
de topraktan yarattık. Yine toprağa döndüreceğiz ve sizi tekrar
diriltip topraktan çıkaracağız.’
671
Ayeti kerimelerde yer alan bilgilere göre Hz. Musa ve kardeşi
Hz. Harun, Firavun’un yanına birlikte gitmelerine rağmen Fi-
ravun doğrudan Hz. Musa’yı muhatap almıştır. Bunun sebebi
peygamberlik yönünden onun Hz. Harun’dan önce gelmesi
veya Hz. Musa’nın peltek konuşmasından yararlanarak ona hi-
tap etmiş ve daha akıcı konuştuğu için Hz. Harun’u görmezden
gelmiş olabileceği ileri sürülmüştür. Ayrıca Firavun, “Sen Rab-
binden bir mesaj getirdiğini söylüyorsun. Bu Rab da kim? Şunu
672
bil ki, ben Mısır’ın ve Mısırlıların Rabbiyim” demek istemiştir.
Hz. Musa’nın doğrudan akla ve gönle yönelik verdiği bu bilgi-
lerden etkilenen, yanındakilerin de etkilenmesinden korkan
Firavun onun daha fazla konuşmasını istemezcesine:
“Çevresindekilere, ‘Bu adam neler söylüyor, duyuyor musunuz?’
dedi.” Fakat o Firavun’un konuyu değiştirmesine izin verme-
yerek karşılıklı şöyle bir konuşma gerçekleşti:
671 Taha, 20/53-55.
672 Mevdudî, s. 3/248. Krş. Zuhruf, 43/51; Şuara,26/29; Kasas, 28/38. Mev-
dudî, Firavun’un sözüyle alakalı şu izahatı yapmaktadır: Firavun bu sö-
züyle kendisinin halkın tek ilahı olduğunu veya Mısır’da başka hiçbir şeye
tapılmadığını kast etmemiş olduğuna dikkat etmelidir. Aslında o kendi
hükümranlığını kendisinin güneş tanrısının insan şeklindeki sureti ol-
duğu iddiasına dayandırıyordu. Mısır tarihinde o dönemde daha birçok
tanrı ve tanrıçaya tapıldığını öğreniyoruz. Gerçekte onun iddia ettiği şey,
kendisinin sadece Mısır’ın değil, teoride bütün insanlığın siyasi anlamda
rabbi (hâkimi) olduğu idi. O halde Musa (a.s.) ona kendisine itaat etmesi
için bir elçi gönderen başka bir üstün varlığın var olduğunu söylememe-
liydi. Bu bağlamda bazı kimseler Firavun’un bu mübalağalı iddiasından,
onun Allah’ı inkâr edip kendisini O’nun yerine koymaya çalıştığı anlamını
çıkarmışlardır. Fakat Kur’an’da Firavun’un Allah’ı göklerin hâkimi olarak
kabul ettiği sabittir. Mümin, 40/28-34 ve Zuhruf, 43/53. ayetler dikkatli-
ce okunduğunda onun Allah’ı ve melekleri inkâr etmediği açıkça anlaşılır.
Firavun’un reddettiği husus, Allah’ın elçiler göndererek emirler vermesi
ve yeryüzündeki siyasi hükümranlığına müdahale etmesidir.” (Mevdudî, s.
3/248-249; krş.4/20-21.)