Page 177 - hz_musa
P. 177
176 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Firavunlar Mısır halkı tarafından tanrının oğlu, dolayısıyla
tanrı olarak kabul edilmekte, kendisine tapınılmakta ve bu
yüzden onlar kendilerini herkesten üstün görmekteydiler. Hz.
Musa, yukarıdaki ifadeleriyle onun tanrılık iddiasını reddet-
miş, kendisinin Cenab-ı Allah katındaki yerini ve insanlar ara-
sındaki konumunu, görevini ve sorumluluklarını anlatmıştır.
Bu arada da İsrailoğulları’nı Mısır’dan çıkarmak, Firavun’un
zulmünden kurtarmak ve asli vatanlarına götürmekle görev-
660
lendirildiğini de hatırlatmıştır. Muhtemeldir ki, Hz. Musa,
İsrailoğulları’nı Firavun’un esaretinden kurtardıktan sonra
661
Şam’a/Filistin’e götürmekle emir almıştır.
Hz. Musa’nın sözlerini tamamlaması üzerine alaycı bir üslup
kullanarak: “Firavun (‘Biz alemlerin Rabbinin elçisiyiz’ diyor-
sun) peki bu ‘Alemlerin Rabbi’ dediğiniz de neyin nesi? dedi.”
662
Bunun üzerine Firavun’a ders verircesine: “Musa, ‘O, göklerin,
yerin ve bu ikisi arasındaki varlıkların da Rabbidir.”
663
“…Bizim Rabbimiz her varlığı, ona gerçek özünü ve biçimini ve-
rerek yaratan, sonra da onun işlevini en iyi şekilde yerine getir-
mesini sağlayandır.” 664
Eğer gerçeği samimiyetle bilmek istiyorsanız (gerçek işte bu-
665
dur) diye cevap verdi.” Firavun’un alaycı ve Allah’ın yaratıcı
kudret olduğunu inkâr eden tavrına karşı Hz. Musa; O’nun her
şeyi yaratan, yaşatan, rızkını veren ve bunları da levh-i mah-
fuzda bir kitapta yazan, bu yazılanları bir kader haline getiren
olduğunu bildirmiş, sonra da kâinatta yaşananları örnek gös-
tererek onun kudretini ve azametini hatırlatmıştır. 666
660 Zemahşerî, s. 2/928,
661 Ebussuud, s. 6/368; Hicazi, 4/353.
662 Şuara, 26/23; Krş. Taha, 20/49.
663 Şuara, 26/24.
664 Taha, 20/50.
665 Şuara, 26/24.
666 İbn Kesîr, Kasas, s. 279-280.