Page 21 - Hz_ibrahim
P. 21
18 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 19
değerleri ve tevhit mücadelesi olarak Yahudilik ve Yahudi ta- Filistin bölgesiyle sınırlı tutulmasına karşılık, İslami kaynak-
rihinin de önüne geçmiştir. Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim’de larda Hz. İbrahim, eşi Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’in Mekke
Hz. İbrahim’in tevhit mücadelesinden söz edilirken özellikle hayatı üzerinde özellikle durulmuştur. Bu dönemde onların
akli deliller kullanılarak, yıldızlara ve putlara tapınma, in- yaşadıkları sıkıntılar, acılar ve zorluklar hatırlatılmış, Hz. İb-
9
sanın ilah olamayacağı hususu, şirk ve ölülerin diriltilmesi rahim’in oğlunu kurban hadisesine, Kâbe’nin yapımına ve hac
konuları özel olarak ele alınmıştır. Onun insanları hidayete ibadetine özel yer verilmiştir.
yönlendiren bir peygamber olduğu, peygamberlerin özel sı- Hz. İbrahim’in hayatı, doğumundan itibaren mücadelelerle
fatlarından olan doğruluk ve korunmuşluk olgusunun onun geçmiştir. İnsanların yıldıza, aya, güneşe ve onların temsilcisi
şahsında bizzat teşekkül ettiği ve bu mücadelede sapkın, az- durumunda bulunan putlara taptığı, şirkin en etkin ve acıma-
gın ve zalimlerin kendisine zarar veremeyeceği, ateşe atıldığı sız hüküm sürdüğü bir coğrafyada tevhit mücadelesinin tem-
zaman onlara gösterilmiştir. silcisi olmuştur. O, inanç değerleri konusunda önce babasıyla
mücadele etmiş, sonra kavmiyle tartışmalar yapmış, daha
Hz. İbrahim’in peygamberlik görevini yerine getirirken yaşa-
sonra da kendisini tanrı ilan eden o zamanın kralına karşı
dığı zorlukları aşmak amacıyla yaptığı seyahatler, onun ha-
tevhit inancını savunmuştur. Verdiği bu tevhit mücadelesin-
yatının ve tevhit mücadelesinin çok önemli bir kesitini oluş-
de canını ortaya koymuş, vatanından baba ocağından hicrete
turmuştur. Tevrat’ta hiç yer verilmemesine ve bütün olaylar
mecbur kalmış, inandığı değerler uğruna her türlü riski göze
alarak diyar diyar dolaşmıştır.
9 Şirk: Sözlükte, ortak olmak, ortaklık, ortak koşmak anlamlarına gelmekte-
dir. Terim olarak; Allah’ın zatında, sıfatlarında, fiillerinde veya O’na ibadet
Hz. İbrahim nefsiyle, babasıyla, içinde yaşadığı toplumla,
edilmesinde ortağı, dengi yahut benzerinin bulunduğuna inanmaktır. Şirke
inanan kimseye müşrik denmektedir. Çok tanrılı dinlerde ilahi varlığı tem- eşleriyle, oğluyla denenmiş, bütün bu sınavlardan başarıyla
sil ettiğine inanılan obje ve figürlere tapmaktan ibaret olan putperestlik de
geçmiş, Allah’ın dostu (Halilullah) sıfatını almıştır. O, ateşlere
şirk kavramı içinde yer almaktadır. İslam kaynaklarına göre putperestlik
Hz. Nuh’tan önce başlayarak insanlık tarihinin tamamında ve coğrafyanın atılmış, yeri gelmiş uzun yıllar mahrumiyetin acılarını yaşa-
her yerinde devam etmiştir. Putperestlik, hemen hemen bütün peygam- dıktan sonra Cenab-ı Allah’ın lütfettiği oğlunu kurban etmek
berlerin tevhit inancını tebliğ ederken mücadele ettiği batıl inanış ve uygu-
üzere yere yatırmış, Rabb’inden rüyasında aldığı talimatı uy-
lamalar olarak karışımıza çıkmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de şirk kavramı aynı kökten türeyen isim ve fillerle birçok gulama konusunda uyanıkken ahdine sadık kalmıştır.
ayeti kerimede geçmektedir. İslam tek Allah inancını tebliğ eden bir din
olup, Kur’an-ı Kerim’de O’nun varlığı ve tekliği birçok ayeti kerimede ifa- Hz. İbrahim, Hz. Nuh’tan sonra gönderilen ikinci büyük pey-
de edilirken, herhangi bir varlığın O’nun ulûhiyetine ortak koşulmaması, gamber olarak bilinmektedir. O, peygamberlerin babası, nebi
sadece O’na kulluk edilmesi, ancak O’dan yardım istenmesi ve O’na sığı-
ve resullerin şeyhi, mücahitlerin imamı, salihlerin, ibadet
nılması, şefaatin ancak Allah’tan beklenmesi ve O’nun izniyle gerçekleşe-
ceğine inanılması emredilmektedir. Müşrikler/putperestler, Allah inancı edenlerin ve şükredenlerin en önde gelenlerinden, fazilet-
bulunmasına rağmen kendilerini Allah’a yaklaştırdıkları veya onlara Allah
lerin ve güzelliklerin kendisinde toplandığı bir kimse olarak
katında şefaatçi olacağına inandıkları için putlara tapmakta, onlar bu batıl
inançlarını savunmak için atalarının da aynı yolu izlediğini söyleyerek bu tanınmaktadır. O, Yüce Allah’ın kendisine rızık olarak verdik-
konuda masum ve haklı olduklarını iddia etmektedir.
lerini yine O’nun kullarıyla paylaşan, konuksever birisi olarak
İslam inancına göre şirk, Cenab-ı Allah’ın affetmediği en büyük günahtır.
“Ebu’d-Dayf/Misafir babası” unvanını alan, insanlık tarihinin
(Mustafa Sinanoğlu, “Şirk”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2010, s.
39/193-198.) övünç kaynağı bir peygamber olarak anılmaktadır.