Page 143 - Hz_ibrahim
P. 143
140 Prof. Dr. Mustafa ERDEM Hz. İBRAHİM 141
Hz. İbrahim Nereye Gidiyor? oğlu Hz. Lut gibi çok az sayıdaki inananı ile birlikte akraba-
larını terk ederek, Allah’a kulluk görevlerini layıkıyla yapa-
Hz. İbrahim, inanan bir insan olarak öncelikle kendisi Allah’ın
bileceği ve insanları O’nun dinine davet edebileceği bir yer
istediği gibi yaşamak, bir peygamber olarak Allah’ın dinini in-
447
olarak, Şam bölgesine doğru yola çıkar.
sanlara rahat bir şekilde tebliğ edebilecek huzur ortamı ara-
mak maksadıyla doğup büyüdüğü topraklardan hicret etme- İslam kaynaklarında yer alan rivayete göre; onun hicret ede-
ye mecbur kalmıştır. Ancak onun nereye hicret edeceği veya ceğini duyan ve elinden kaçırmak istemeyen Nemrud, şehrin
ettiği konusunda Kur’an-ı Kerim’de herhangi bir bilgiye yer çıkış yollarındaki görevlilere talimat vererek, Hz. İbrahim’in
verilmemiş, fakat Mekke ile ilişkileri geniş bir şekilde yer al- Süryanice konuştuğu için şehir dışına çıkanlardan Süryanice
mıştır. konuşanların tutuklanmasını emreder. Bunun üzerine Allah
Hz. İbrahim’in dilini İbraniceye çevirir. Böylece onlar ken-
Hz. İbrahim’in eşi Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail ile birlikte
448
disine yol boyunca kurulan tuzaklardan kurtulmuş olur.
Mekke’ye gittikleri bilinmekle birlikte burada kastedilen ilk
Benzer bir rivayette yer isimleri de verilerek, Hz. İbrahim
hicret değildir. Zira Hz. İbrahim baba ocağından ayrıldıktan
ateşe atıldığı zamanlar Süryanice konuşurken, Kûsa’dan ay-
sonra uzun bir süre çeşitli yerlere gitmiş ve oralarda ikamete
rılıp Fırat Nehri’ni geçip Harran’a gelince Allah tarafından
mecbur kalmıştır. Onun Mekke seyahati, Şam bölgesinde Fi-
İbranice konuşmaya başlamıştır. Nemrud onu yakalayıp geri
listin yakınlarında gerçek anlamda düzenli bir hayata başla-
dıktan sonra gerçekleşmiştir. Bu seyahat görünüşte onun eş- getirmeleri için peşinden kendi adamlarını göndermiştir.
Onlara Harran’da Süryanice konuşan birine rastlarlarsa he-
leri arasındaki huzursuzluğa çözüm üretmek gibi anlaşılsa da
gerçekte, Kâbe’nin yeniden inşası ve gelecekte orada doğacak men yakalayıp kendisine getirmelerini emretmiştir. Adamları
Harran’a varınca tesadüfen Hz. İbrahim’le karşılaşmışlar fa-
İslam güneşi ve Peygamber’imiz Hz. Muhammed’in zuhuru-
nun altyapısını hazırlamaya yönelik olarak yapılmıştır. kat o, kendisini yakalamaya gelenlere İbranice konuştuğu için
Nemrud’un adamları onu anlayamamışlar ve tanıyamadıkları
Babası dâhil çevresindekileri putlara tapmaktan kurtara-
449
için yakalayamamışlardır.
mayan Hz. İbrahim, doğup büyüdüğü topraklarda kendisine
yüklenen kutsal görev sorumluluğunun gereğini yerine ge- Hz. İbrahim’in baba ocağından ayrıldıktan sonra takip ettiği
tiremeyeceğini anladıktan sonra hicret etmeye karar verir. hicret güzergâhı ile ilgili rivayetler sağlıklı değildir. Bölgenin
Yüce Allah, diğer peygamberlerin örnekliklerinde olduğu gibi o dönemki coğrafi ve siyasi şartlarının ve yer isimlerinin bu
Hz. İbrahim’e Nemrud’un ülkesinden ayrılarak Şam tarafları- karışıklıkta katkısı oldukça büyüktür. Her rivayet kendi için-
446
na hicret etmesini emreder. O da eşi Hz. Sare ve kardeşinin
hareketliliğin merkezinde bulunmaktadır. En eski zamanlardan beri bi-
rinci sınıf bir kültür merkezi olmuştur. (R. Hartmann, ”Şam”, MEB İslam
446 İbn Kesir, Tefsir, s. 10/5350; Şihava, s. 144; Vani, s. 123; Köksal, Peygam-
Ansiklopedisi, İstanbul, 1970, s. 11/298; Cengiz Tomar, “Şam”, TDV İslam
berler Tarihi, s.1/160. Şam, Arapça kaynaklarda Dımeşk, Suriye’nin ta-
Ansiklopedisi, İstanbul, 2010, s. 38-311.)
mamı ve özel olarak da bir yerleşim merkezinin adı olarak bilinmektedir.
447 İbn Sa’d, s. 1/46; Taberi, s. 1/310-311; Ebussuud, s. 7/246.
Arkeolojik kazılar buranın tarihini MÖ 4000’li yıllara kadar götürmektir.
448 Maturîdî, s. 9/392-393.
Fakat kaynaklarda Şam bölgesiyle ilgili eski çağlara ait fazla bir bilgi bu-
lunmamaktadır. Doğal güzelliklere, bol sulara ve tarıma elverişli arazilere 449 İbn Sa’d, s. 1/46; İbn Kuteybe, s. 32; Kuzgun, Hz. İbrahim, s. 64; Köksal,
sahiptir. Suriye/Şam, Arabistan, Mısır, Akdeniz ve Irak’ın ortasında ticari Peygambereler Tarihi, s. 1/161.