Page 43 - Microsoft Word - orjinal
P. 43

Dr. MUSTAFA BAŞ                       43




                                Kendine Karşı Sorumluk


                                İ nsan, yaratıldığı günden  itibaren kendi varlığından sorumludur.
                                  Kur’an, bir çok ayet-i kerime de insanın bizzat kendisine yönelik
                            hitaplarda bulunmaktadır. Allah’ın insana verdiği beden, sıhhat, akıl gibi
                            nimetler birer emanettir.  Kendi varlıgından sorumlu olan insan  bu gibi
                            emanetlere da uygun davranmak zorundadır. Kur’an, insanın kendisini
                            bile bile tehlikeye atmasını yasaklamakta, insana doğru ve dürüst olmayı
                            öğütlemektedir.
                                Kendine karşı sorumluğunun idrakinde olan insana, Kur’an, aklı ge-
                            çici olarak da olsa giderici ve sarhoş edici maddeleri hem bu açıdan hem
                            de sıhhat açısından yasaklamış bunların  şeytan amellerinden olduğunu
                            vurgulamıştır.
                                İnsan, mal, mülk, para, kadın v.b gibi nefsani duygularına hitap eden,
                            dünya hayatının cezbedici özelliği olarak bildirilen şeylere karşı aşırı bir
                            şekilde ve hırs derecesinde bir bağlılık sergilemektedir.  Bu da insanın
                            yaratılışındaki zayıflığından beslenmektedir. Hadid Suresinin bu ayetinin
                            ortaya koymuş olduğu manada ki dünya hayatı, bir  başka ayette de  şu
                            şekilde ifadesini bulmaktadır;” Nefsani arzulara, kadınlara, oğullara, yı-
                            ğın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara
                            ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar dünya hayatı-
                            nın geçici menfaatleridir.” Ali İmran Suresi, 14.
                                İnsan, dünya hayatının bu ayetlerde belirtilen özelliklerine kendisini
                            öyle kaptırır ki, bu durum ona yarın karşılaşacak olduğu ahiret hayatını
                            unutturur. İnsan arzularının sınırı yoktur. Bu sebeple bugün birçok insa-
                            nın arzularının emrettiği şekilde hayatını yaşadığını görürüz. Nefsin arzu
                            ve isteklerinin sınırı olmadığından  daima hep yeni  şeylerin peşinden
                            koşmaktadır. Bir arzuya ulaştığında, o arzu için olan istek bitmekte ve
                            yeni  bir arzunun peşinden koşmaya başlamaktadır. Ona ulaştığında da
                            yine bir başkasını arzulamakta, böylece kişiye doyumsuzluk duygusu ha-
                            kim olmakta ve yeni arayışların peşine düşmektedir. Bu ise, insanı sapık-
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48