Page 324 - hz_musa
P. 324

Hz. MUSA  323


           kâfirlerin peşinden kötü bir örnek ve gelecek nesiller için küfrün
           ibret verici timsali kıldık.” 1203

           Firavun  ve  benzerleriyle  ilgili  yaşanan  süreç  ve  onların  acı
           sonu ile ilgili olarak Cenab-ı Hak Enam suresinde Peygambe-
           rimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Şu bir
           gerçektir ki; Biz senden önceki milletlere de peygamberler gön-
           derdik. (Onlar da peygamberlerine karşı geldiler.) Biz de onları,
           (akıllarını başlarına alıp) Allah’a boyun eğmeleri için çok zor ve
           sıkıntılı hallere düşürdük. Fakat onlar, başlarına gelen felaket-
           ten sonra bile Bize yalvarıp yakarmadılar. Ne yazık ki, onların
           kalpleri kaskatı kesilmiş, şeytan da yaptıkları işleri kendilerine
           güzel  göstermişti.  Onlar,  kendilerine  verilen  öğütleri,  yapılan
           uyarıları unutunca, onlara (denemek için) her türlü nimeti bol
           bol verdik. Sonunda kendilerine verilen bu nimetlerle şımardı-
           lar. Biz de onları beklemedikleri bir anda öyle bir yakaladık ki,
           bütün hayalleri, ümitleri boşa çıktı. Ve sonunda o zalimler, (ta-
           rih sahnesinden) silinip gittiler. (Böyle zalimlerin kökünü kuru-
           tan) âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun.”  1204
           1203   Zuhruf, 43/46-56.
           1204  Enam, 6/42-45. Tevrat’ta İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkışı şöyle anlatıl-
               maktadır:  “Gece  yarısı  Rab  tahtında  oturan  Firavun’un  ilk  çocuğundan
               zindandaki tutsağın ilk çocuğuna kadar Mısır’daki bütün insanların ilk do-
               ğanlarını öldürdü. O gece Firavunla görevlileri ve bütün Mısırlılar uyandı.
               Çünkü ölüsü olmayan ev yoktu.
               Aynı gece Firavun Musa’yla Harun’u çağırttı ve ‘Kalkın’ dedi. ‘Siz ve İsrai-
               loğulları halkımın arasından çıkıp gidin, istediğiniz gibi Rabbe tapın. De-
               diğiniz gibi davarlarınızı, sığırlarınızı da alıp götürün. Beni de kutsayın.”
               İsrailliler’in ülkeyi hemen terk etmesi için Mısırlılar diretti. ‘Yoksa hepi-
               miz öleceğiz.’ diyorlardı. Böylece halk mayası henüz katılaşmamış hamu-
               runu aldı, giysilere sarılı hamur teknelerini omuzlarında taşıdı.
               İsrailliler Musa’nın dediğini yapmış, Mısırlılardan altın, gümüş, eşya ve
               giysi  istemişlerdi.  Rab  İsraillilerin  Mısırlıların  gözünde  lütuf  bulmasını
               sağladı.  Mısırlılar  onlara  istediklerini  verdiler.  Böylece  İsrailliler  onları
               soydular.
               İsrailliler kadın ve çocukların dışında altı yüz bin kadar erkekle yaya ola-
               rak Ramses’ten Sukkot’a doğru yola çıktılar. Daha pek çok kişi de onlarla
               birlikte gitti. Yanlarında çok sayıda davar ve sığır vardı. Mısır’dan getirdik-
               leri hamurla mayasız pide pişirdiler. Maya yoktu. Çünkü Mısır’dan kovul-
               muşlar,  kendilerine  azık  hazırlayacak  zaman  bulamamışlardı.  İsrailliler
               Mısır’da dört yüz otuz yıl yaşadı. Dört yüz otuz yılın sonuncu günü Rabbin
   319   320   321   322   323   324   325   326   327   328   329