Page 142 - hz_musa
P. 142
Hz. MUSA 141
mediği ve tahmin etmediği ürperten bir manzara ile karşılaş-
mıştır. O, gittiği yerde ateş bulamamış fakat nur ile karşılaşmış-
512
tır. Rivayete göre yemyeşil bir ağaçta ateş yanmakta, ateşin
yanması artarken ağacın da yeşilliği ve güzelliği artmaktadır.
Hz. Musa başını kaldırdığı zaman gökyüzünün nurla doldu-
ğunu görmüş, gördüklerine şaşkınlık içinde bakarken: “…Bu
513
ateştekiler ve onun çevresindekiler mübarek kılınmıştır.” diye
duyduğu bir ses, gördüklerinin onun arzuladığı maddi nes-
neler olmadığını, tam aksine yüceler yücesinden manevi bir
müjde ve görevle karşı karşıya kaldığını bildirilmiştir. Zira o,
işittiği bu sesin, Yüce Allah’ın kelamı olduğunu, bütün yönler-
514
den ve bütün azalarıyla işitmesinden anlamıştır. Böylece
Hz. Musa’nın sadece kendi ailesinden değil bütün İsrailoğul-
ları’ndan ve muhatabı olduğu bütün insanlardan sorumlu ol-
duğu kendisine hatırlatılmıştır. O, bu uygulamada sadece dün-
yalık ihtiyaçların değil aynı zamanda ebedi âlemin/ahiretin
de kazanılmasından sorumlu tutulmuştur. Dolayısıyla ayeti
kerimede ateşin/ışığın bulunduğu yer ve çevresinin mübarek
kılındığı bildirilmiştir. Müfessirler bu ifadeyi gerek bölgenin
gerekse çevresindekilerin, sayesinde mübarek kılındığı şey,
burada dini bir işin meydana gelmiş olmasıdır ki o da Cenab-ı
Allah’ın Hz. Musa ile konuşması, onu kendisinden insanlara
önemli haberler ileten bir peygamber kılması ve onun elinde
515
mucizeler sergilemesi olarak yorumlamışlardır.
Kur’an-ı Kerim ve İslam kaynaklarına göre Mısır’a annesi ve
kardeşlerinin yanına gitmek üzere ailesiyle birlikte Hz. Şuay-
b’ın yanından ayrılan Hz. Musa, yolda kaybolur ve üşür, yol
sormak ve ateş getirmek için gördüğü ışığın/ateşin yanına
gider. Hâlbuki bütün bu yaşananlar Tevrat’ta söz konusu edil-
mez. Hz. Musa, Hz. Şuayb’ın (Yitro) koyunlarını gütmek için
çölün batısına Tanrı Dağı’na, Horev denilen yerlere gider. Me-
512 Sabunî, 11. Fasikül, s. 35.
513 Neml, 27/8.
514 Havva, s. 9/33.
515 Zemahşerî, s. 4/1046.