Page 141 - hz_musa
P. 141

140  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           ğuk bir kış akşamı Tur Dağı’nın batı taraflarına dağlar vadiler
           arasında bir yere götürmüştür. Başka bir anlatıma göre; ka-
           ranlığın çöktüğü göğün şimşek çakıp gürlemeye ve yağmurun
           dökülmeye başladığı bir sırada eşini de doğum sancısı tutmuş-
           tur. Hz. Musa, daha önceki uygulamalarını tekrar edip ateş ya-
           karak sınmak isterken uzun uğraşlarına rağmen yanında adet
           olarak taşıdığı çakmak ateşleme yapmamış, bütün denemele-
           ri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çaresizlik içinde son derece
           bunalan Hz. Musa-Hz. Hacer’in Mekke’ye ilk geldikleri zaman
           oğlu İsmail’e su ararken yaptığı gibi-çevrede insan aramaya,
           ses işitmeye veya bir hareketlilik bulmaya çalışmıştır. Sonunda
           Tur Dağı’nın yamacında bir ışık/nur ya da ateş görmüş veya
                                                509
           ateş olduğunu zannettiği bir nur görmüş  ve ailesine aradık-
           ları  yolu  tarif  edecek  birilerini  bulacağını  veya  ısınmak  için
           oradan bir ateş getirebileceğini söyleyerek bulundukları yerde
                               510
           kalmalarını istemiştir.
           Havva, bulunduğu şartlarda Hz. Musa’nın sahip olduğu kişili-
           ğe dikkat çekerek: “Durun/bekleyin” sözünde onun ileri dere-
           cedeki merhamet, şefkat, gayret, kahramanlık ve aile halkına
           hizmetini gösteren delil vardır. Çünkü bu gibi şeyleri yapabile-
           ceğini umut ettiğini ifade etmiştir ki, kesinlikle yerine getirece-
                                                       511
           ğinden emin olmadığı bir sözü vermemiş olsun.”  ifadelerini
           kullanmıştır.
           Hz. Musa, ihtiyaç duyduğu dünyevi ve maddi unsurları temin
           edip ailesinin yanına geri dönmek niyetiyle dağın yamacında
           gördüğü ateşin/ışığın yanına gitmişti. Fakat orada hiç düşün-
           509  Taberî, s. 1/402; Maturidi, s. 11/43; Yazır, s. 5/3729; Kutub, s. 11/254.
           510  Neml, 27/7; Kasas, 28/29; İbn Kesîr, Tefsir, s. 10/5198-5199, 11/6211;
               Vanî,  s.  334-335;  Vehbi,  s.  10/3976;  Yüce  Kur’an  ve  Açıklamalı-Yorum-
               lu Meali, s. 388. Hz. Musa’nın Hz. Şuayb’ın yanından ayrıldıktan sonraki
               yaşadıkları Tevrat’ta, İslami kaynaklardan ve Kur’an-ı Kerim’den kısmen
               farklı  olarak  şöyle  nakledilmektedir:  “Musa  kayınbabası  Midyanlı Kâhin
               Yitro’nun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün batısına sürdü ve Tanrı Da-
               ğı’na, Horev’e vardı. Rabb’in meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona
               göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor. ‘Çok garip.’ diye düşün-
               dü. ’Gidip bir bakayım, çalı neden tükenmiyor!” (Mısır’dan Çıkış, 3/1-3.)
           511  Havva, s. 9/33.
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146