Page 95 - Microsoft Word - orjinal
P. 95
Dr. MUSTAFA BAŞ 95
olur, kavgaya sebebiyet verir, söz olur düşmanlık tohumları eker, söz olur
Yaratan’ı ve yaratılmışları incitir, söz olur dostluğu pekiştirir, söz olur
düşmanlığı kaldırır, söz olur problemler giderir. Bu sebeplerle Allah gü-
zel ve çirkin sözü Kur’anda şöyle tanımlamaktadır; “Allah’ın, hoş bir
sözü; kökü sağlam, dalları göğe doğru olan, Rabbinin izniyle her zaman
meyve veren hoş bir ağaca benzeterek nasıl örnek verdiğini görmüyor
musun? İnsanlar ibret alsın diye Allah onlara örnek gösteriyor. Çirkin bir
söz de, yerden koparılmış, kökü olmayan kötü bir ağaca benzer.” (İbra-
him 24-26)
Diğer taraftan İslam kadına değer vermiş, cenneti bir anne olarak
onun ayaklarının altına sermiştir. Dinin doğru anlaşıldığı dönemlerde on-
ları hayatın içinden çekmemiş, eve hapsetmemiş, bir sosyal varlık olarak
olması gereken konuma taşımıştır. Kadınlar, İslamın ilk dönemlerinde
savaşlara katılmışlar, geri hizmetlerde görev yapmışlar, çarşı-pazar denet-
lemişler, ilmi çalışmalarda bulunarak hadis, tarih ve hukuk alanlarında
kendilerini göstermişlerdir. Yine ilk dönemlerde çoğunlukla namazlarını
camilerde kılmışlardır. Zaman zaman camide verilen kararlara karşı da
seslerini yükseltmişler, kendi haklarını savunmuşlardır. Daha sonraki dö-
nemlerde geleneksel davranışların dinin yerini alması ile hayatın içinden
uzaklaşarak evlerine kapanmışlardır. Eve kapanma dinin emri değil,
gelenegin dinleştirilmesidir. Zaman zaman bu yanlış geleneği din olarak
algılayan ve din adına konuşan kimseler de, kadının evinin dışına çıkma-
sının dinen yasak olduğu gibi bir yanlış söylemi dillendirmişlerdir. Bun-
lar, dinî temeli olmayan bireysel söylemlerdir. Anadolu’da veya dünyanın
başka bölgelerinde bağda, bahçede, zaman zaman da imece usulü ile ge-
çimini kazanmak için çalışan kadınlarımız, annelerimiz-babalarımız hep
mi günahkârdır?
İslam, kadın erkek ilişkilerinde her iki taraf içinde ikazlarda bulun-
makta, her iki cinsinde birbirini tahrih edici davranışlarda bulunmasını
yasaklamaktadır. Bir taraf yanlış yaparsa, diğer yanlış yapan haklıdır gibi
hukuki olmayan bir çıkarımı asla kabul etmemektedir. Suçta şahsiliği
esas almakta, suç işleyen kişinin işlediği suç karşılığında sorumlu olaca-
ğını vurgulamaktadır. Dinin emir ve yasaklarından birini çiğneyen erkek
veya kadının sadece günah işlemiş olduğunu, günah işlemekle de dinden
çıkılmadığını vurgulamaktadır. Günahların yargılanmasını da insanlara