Page 170 - Microsoft Word - orjinal
P. 170
170 GÖNÜL SOHBETLERİ
şarı sağlamak için de yaratılış amacına uygun tavır ve davranışlar sergi-
lemelidir. Allah, bu anlamda “Nefsini, sabah akşam Rablerinin rızasını
dileyerek dua edenlerle birlikte tut. Dünya hayatının süsünü isteyerek
gözlerini onlardan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü
arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye itaat etme.” (Kehf Su-
resi 28) buyurarak bu olguya vurgu yapmaktadır.
Allah, Kıyame Suresine sorumluluğun farkında olarak hata edebilen
ve ettiği hatasından dolayı pişmanlık duyan nefse yemin ederek başla-
maktadır. Hata edebilen nefis üzerine yapılan yemin insanın kusursuz
olmayacağını, ancak işlediği kusurlarında ısrarlı olarak kendisini yaratan
Allah’dan da habersiz olmamasını ortaya koymaktadır. Aynı zamanda
Allah’ın hataları daima affa hazır olduğunu da müjdelemektedir.
Kur’an ayeti ile açık olarak kötüye meyilli olan nefsin arzularına
uyarak bizi yönlendirmesine izin vermemeliyiz. Nefsin isteklerini her
şeyin üstünde görerek hedonist bir anlayışla hayatı yaşamaya çalışarak
onu ilahlaştırmamalıyız. Kur’an birçok ayette nefsin ilahlaştırılarak onun
arzuları peşinde koşmanın yanlışlığını dile getirmektedir. Bu gibi davra-
nış sergileyenleri şu ayetle bize anlatmaktadır; “Kendi hevâsını ilah edi-
nen ve ilim olduğu halde, Allah’ın kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbi-
ni mühürleyip, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık onu
Allah’tan başka kim doğru yola getirebilir? Hâlâ düşünmez misiniz?”
(Casiye Suresi 23) Hak Dili Kur’an Dili tefsirinin sahibi M. Hamdi Yazır
bu ayetle ilgili yaptığı yorumda şöyle demektedir. “Nefsani arzular ve
şehvet gözü kör, kulağı sağır, kalbi hissiz eder. Kişi alim bile olsa, ilmine
rağmen gerçeği hakkı duymaz olur. Filozofların ve dünya hayatına
düşkün din âlimlerinin çoğu böyle olmuştur.” Yusuf Suresinin yukarıda
anlamı verilen ayeti ile bu yorum birlikte düşünüldüğünde, nefsi ile
hesaplaşma yapmadığı, onu sorgulamadığı ve kontrol altına almadığı
müddetçe kişi, ilim ve irfan sahibi olsa bile, kendisini nefsinin kötülükler-
inden ve saptırmasından koruyamamaktadır. Özellikle üç aylar olarak
anılan günler sorgulama ve kontrol edebilme noktasında nefsin hesaba
çekileceği günlerdir. Bu sebeple, bu günleri iyi değerlendirerek, nefsin
esiri olmayalım, onu esir edebilelim.