Page 113 - Microsoft Word - orjinal
P. 113
Dr. MUSTAFA BAŞ 113
Zinadan Sakınma
“Z
inaya yaklaşmayın. Zira, o bir hayasızlık ve çok kötü bir
yoldur.” İsra Suresi, 17/31.
İlahi kaynaklı bütün dinlerde, ortak olan temel esaslardan birisi
soyun korunmasıdır. Soyun korunması ise ancak sağlam temele dayalı bir
birlik ile mümkün olur. Bu birlik de nikah yapılarak oluşturulan birliktir.
Bilindiği gibi toplumu oluşturan en küçük birlik ailedir. Eğer aile, sağlam
temeller üzerine kurulmazsa, bu tip ailelerin oluşturduğu toplum da
sağlam temeller üzerine oluşturulamaz. Bu anlamda dinler incelendiğinde
başta ilahi kaynaklılar olmak üzere bütün dini inanışlar evlilik için nikahı
şart koşmuşlar, nikah yapılmaksızın oluşan birleşmelere karşı
çıkmışlardır. Nikah bağı olmaksızın yapılan cinsel birleşmeleri de zina
olarak kabul etmişlerdir. Bütün toplumlar aile kurumunu tehdit eden bu
konu üzerinde hassasiyetle durmuşlar, bu şekilde oluşan bir birleşmeyi
dini ve ahlaki olarak uygun görmemişlerdir.
Zina, insanın içindeki cinsi arzuların haram ve yasak olan yollardan
tatmin edilmesidir. İslam, zinayı büyük bir suç ve sapılmaması gereken
kötü bir yol olarak görmüştür. Hz Muhammed (sas), büyük günahları
sayarken, bunlardan birisinin de zina olduğunu bildirmiş, Furkan Suresi
68-69. ayetlerde Mü’min olanların zina etmeyecekleri, bu işi yapanın
günah işlemiş olacağı ve kıyamet günü de azabının kat kat olacağı
bildirilmiştir. Zina, insanı köksüz, sahipsiz, toplumu da düzensiz bir hale
getirmekte, temel dayanaklarını da yok etmektedir. Ferdin şahsiyetini ve
yaratılışta ona verilen üstün bir çok özelliğini ayaklar altına almaktadır.
Bilindiği gibi Allah, insanı yaratırken cinsi arzu ve istekleriyle birlik-
te yaratmıştır. İnsanlar bu arzu ve isteklerinin giderilmesi için bir kaç du-
rumda hareket edebilirler; Arzu ve isteklerinin dizginlerini serbest bırakır,
hayatını dilediği gibi yaşar. Yaşamış olduğu bu hayattan dolayı da hiçbir
yere karşı sorumlu olmadığı hissi ile hareket eder. Arzularını o değil, ar-
zuları onu yönlendirir. Bu durumdaki insan Allah’a sorumluğunu düşün-
mediği gibi, utanma duygusu da hissetmez. Bir diğeri arzu ve isteklerinin