Page 103 - Microsoft Word - orjinal
P. 103

Dr. MUSTAFA BAŞ                      103

                            şünce ve duygularımızı en güzel şekilde ifade etme sanatı olan edebiyatı
                            da etkilemiştir. Kur’an’ın edebi dili, sürekli uyuma ve güzelliklere dikkat
                            çekmesi, Hz. Peygamberin “Allah güzeldir, güzelliği sever” hadisi insa-
                            nımıza ilham kaynağı olmuştur. Bu duygularla sanat ve edebiyatta güzele
                            ve estetiğe yönelinmiştir. Bu  yöneliş, Yusuf Has Hacibin, “Kutadgu
                            Bilig”inin, Mevlana’nın “Mesnevi”sinin, Süleyman Çelebinin “Mevlid”i-
                            nin kaynağı olmuştur. Edebiyatımızdaki dini motifler aynı zamanda mu-
                            siki ile de birleşmiş, Milletimizi İslam’a gönülden bağlayan bir araç ol-
                            muştur. Kur’an’ın güzel ses ve makamla okunmasının öğütlenmesi musi-
                            kiye yönelişin aracısı olmuştur. Tarihe baktığımızda Hamamizade İsmail
                            Dede Efendi, Zekai Dede Efendi, Abdulkadir Meraği, Mustafa Itri, Hacı
                            Arif Bey, Sadettin Kaynak gibi bir çok büyük bestekarın din adamı veya
                            tasavvuf ehli olduğunu görürüz. Bunlar tarafından bestelenen salavatlar,
                            tekbirler, ilahiler, okunan mevlit ve kasideler manevi boşluğumuzu dol-
                            durarak bize huzur sağlayan öğeler olmuşlardır.
                                Teknik ve estetikten oluşarak ilimle sanatın birleştiği bilgi ve etkinlik
                            alanı olan mimari, aynı zamanda milletlerin üslup ve karakterini yansıt-
                            maktadır. Kültürümüzün içinde barındırdığı dil, sanat, ilim, yardımlaşma,
                            temizlik ve dayanışma geleneği dini motiflerle de güçlenerek mimarimize
                            yansımıştır. Halen mimari şaheserler olarak kabul edilen Süleymaniye ve
                            Selimiye gibi camilerin yanı sıra hamam, şadırvan, sebil ve çeşmeler Mil-
                            letimizin İslam’la bütünleşen zevk ve güzellik anlayışını ortaya koymuş-
                            tur. Sevabı ölünce de devam  ettiğinden toplum yararına dayanışma ve
                            yardımlaşma amaçlı olarak daruşşifalar (Hastane), aşevleri, hanlar ve
                            kervansaraylar gibi mimari yapılar oluşturulmuştur.  İslam’ın ilme ve
                            araştırmaya verdiği değer, camilerin yanına yapılan medrese ve kütüpha-
                            nelerle kendini göstermiştir.
                                Örf ve adetlerimiz  milletimizin tabii ve sosyal  yapısından kaynak-
                            lanarak tarihi akış içerisinde  şekillenmiştir. Bunlar, toplumumuzun her
                            alanına kök salmış, milli benlik ve kimliğin korunmasını sağlamışlardır.
                            İçerisinde barındırdığı dini motiflerle toplumsal çözülmeleri önlemişler-
                            dir.
                                Kısaca, iki haftadır yazdığımız bizi biz yapan, milli karakterimizi
                            oluşturan dinimizden örf ve adetlerimize, dilimizden edebiyatımıza, mi-
                            marimizden musikimize bize has değerlerle süslenmiş kültür birikimimizi
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108