Page 53 - Microsoft Word - orjinal
P. 53
Dr. MUSTAFA BAŞ 53
uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, ellerinizin altında
bulunanlara (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın” Nisa
Suresi, 36 ayeti ile toplum içerisindeki insanın takip etmesi gereken den-
geleri göz önüne koymaktadır. Komşuluk ilişkilerini yakın ve uzak kom-
şu olarak değerlendirmekte onlara iyi davranılmasını tavsiye etmektedir.
Hz. Peygamber de komşu hakları ile ilgili olarak, kendisine Cebrail’in
çok tavsiyede bulunduğunu belirtmiş ve şerrinden komşusunun emin ol-
madığı kimsenin cennete giremeyeceğini, Allah’a ve Ahiret gününe ina-
nan kimsenin komşusuna eza etmemesinin gerektiğini bildirmiştir.
Kur’an, insana manevi çevresi ile sorumluluklar yüklediği gibi mad-
di çevresi ile ilgili de sorumluluklar yüklemektedir. Allah şüphesiz yarat-
tığı her şeyi bir ölçüye göre yaratmıştır. O, yeri yarmış, oraya sağlam
dağlar yerleştirmiş ve orada her şeyi bir denge içerisinde bitirmiştir. Allah
denge içerisinde yarattığı evrenin dengesinin bozulmamasını insandan
istemiş, bu vesile ile tabiatın korunmasını emretmiştir. Bu açıdan insanın,
kendi doğal çevresine yaptığı kötülük, Allah’ın koyduğu düzeni bozmaya
yönelik olması sebebiyle yanlış bir davranıştır. Bu şekilde doğanın den-
gesini bozmaya yönelik ortaya çıkacak olan sonuçlara da yine insan kat-
lanacaktır. Kur’an bu olguyu “İnsanların bizzat kendi elleriyle işledikleri
yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki, Allah da belki (tuttukları
kötü yoldan) geri dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın”
(Rum Suresi, 41) ayeti ile dile getirmektedir. Allah’ın yaratmış olduğu
bütün varlıklara karşı sorumluğu bulunan insan, kendi sorumluluğuna
verilmiş bulunan hiçbir konuda hoyratça davranmamalı ve tabiatın kendi-
sine sunduğu imkanları iyi kullanmalıdır. Ava giderken sırf öldürme ga-
yesi ile gereksiz ve heyecan, spor olsun diye sorumsuzca avlanmamalı,
suyu kullanırken bitmeyeceğini düşünmemeli, enerjiyi sarfederken beda-
va zannetmemelidir. Yer aldığı doğa ortamında ortak yaşadığı bütün can-
lıların hakkına riayet etmelidir.
Sosyal varlık olarak insan, emanetinde altında bulunan yetimlerin
hakkına riayet etmeli, onlara kesinlikle el uzatmayan bir tavır sergileme-
lidir. Büyüdüklerinde de mallarını onlara tastamam teslim etmelidir. Fa-
kir ve düşküne yardım etmeli, tembel ve asalak olmamalı, kazandığı her
kuruşu alın teri ile hak etmeli, yaşantısı ve davranışları ile örnek insan
olma gayreti içerisinde bulunmalıdır. Kur’an, “De ki: Mülkün gerçek sa-