Page 209 - hz_musa
P. 209

208  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           olacağız!”  777  diyerek Firavun’a tapındıklarını ve ona bağlılık-

           larını itiraf ederek işe başladılar. Fakat içten içe bazı çelişkile-
           ri de yaşıyorlardı. Zira onlar Firavun’un daha önceden “Şimdi
                                       778
           bana ne yapmamı önerirsiniz?”  demesinden onun acizliğini
                                   779
           ve zayıflığını anlamışlardı.
           Sihirbazlar,  kendilerinin  kazanacağından  emin  bir  vaziyette,
           aslında hünerlerini göstermek için önce başlamak istedikle-
           rini belirtir bir şekilde, Hz. Musa’ya kimin önce başlayacağını
           sormuş/teklif  etmiş,  bir  anlamda  meydan  okudular.  Bunun
           üzerine Hz. Musa da insanların olup bitenleri iyice görüp an-
           lamalarını temin bakımından onları önemsemediğini, ciddiye
           almadığını, sahip olduğu ilahi desteğe güveninin tam olduğu-
           nu, mucizenin sihirle hiçbir zaman yenilemeyeceğini göster-
                                                       780
           mek üzere önce sihirbazların başlamasını istedi.  Sihirbazlar
           Firavun’un izzet ve şerefinden güç aldıklarını ona güvendik-
           lerini söylerken o, alemlerin Rabbi olan Allah’a güvendi. Bu
           sebeple o, ilk olarak onların güçlerini göstermelerini, enerji-
           lerini tüketmelerini, bütün silahlarını kullanmalarını bekledi.
           “…Atın ortaya ne atacaksanız, gösterin bakalım hünerlerinizi.”
               781
           dedi.  Bu iltifatların yapılış amacı ve biçimi nasıl olursa olsun
           Firavun’un sihirbazları kendilerine güvenmiş ve kazanacakla-
           rından emin görünmüştür. 782
           Ayeti kerimedeki anlam dikkate alındığında, sihirbazların ya-
           rışma başlamazdan önce Hz. Musa’ya yönelerek önce sen mi
           atarsın yoksa biz mi atalım? Şeklindeki soruları, sonradan on-
           ların iman etmeleriyle sonuçlanacak bir nezaket kuralı olarak
           değerlendirilmiştir. Onlar böyle bir edebe riayet ettikleri için
           777   Şuara, 26/44.
           778   Şuara, 26/35.
           779   Maturidi, s. 10/341.
           780   Zemahşerî, s. 2/934; İbn Kesîr, Tefsir, s. 6/3047, 10/5250; Razî, Tefsir, s.
               11/8; Havva, s. 5/269.
           781   Yunus, 10/80.
           782   Sabunî, 4. Fasikül, s. 34.
   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214