Page 136 - Microsoft Word - orjinal

136 GÖNÜL SOHBETLERİ

Yukarıda belirttiğimiz gibi İslam Öncesi dönemde kadın, elinin silah
tutmadığı ve hazır yediği gibi gerekçelerle çoğu zaman ikinci sınıf olarak
görülmüş, mirasdan bile mahrum edilmiştir. İslam’ın ortaya çıktığı dö-
nem incelendiğinde İslam’ın kadına ve kız çocuklarına verdiği önem daha
iyi anlaşılacaktır. Sadece Arap Bölgesinde değil bütün dünya da kadınlara
bakış vahşi idi. Hıristiyan Alemi varlık olup olmadığını tartışıyor, Hz.
Adem’e günahı işleten bir suçlu gibi görüyordu. Hindistan’da ölen eşi ile
birlikte canlı canlı yakılıyordu. Yahudilikte ana ibadet mahallerine alın-
mayan, özel durumlarında dokunulduğunda murdarlık bulaşan bir varlık
olarak görülüyordu. Bu örnekleri çoğaltmamız mümkündür. Ancak he-
men her toplumda soylu ailelere mensup olan kadınlar, ailelerinin imti-
yazlarından istifade ediyorlardı.
Allah (cc), İsra Suresinin 30. ayetinde dilediği kimsenin rızkını ge-
nişlettiğini ve belli bir ölçüde verdiğini bildirmiş, sonrasında ise, yoksul-
luk korkusuyla çocukların öldürülmesinin ne kadar büyük günah olduğu-
nu vurgulamıştır. Allah (cc), aynı ayette öldürülen çocukları ve ailelerini
kendisinin rızıklandırdığını ve insanoğlunun bu konuda bir endişe içinde
olmaması gerektiğini ortaya koymuştur. Ayet aynı zamanda cahiliye dö-
neminde kız çocuklarının öldürülme sebebinin temelinde onların geçimini
sağlarken fakir düşme korkusunun varlığına da işaret etmiştir. Eğer insan
inanç noktasından kendisini yaratan ve onu rızıklandıran Rabb’ine karşı
zayıflık içinde olursa, gönlünü böyle bir endişe sarabilir. Oysa Allah (cc),
bütün yarattıklarının rızkını temin etmiş, kuluna da kendisi için tayin edi-
len rızkın peşinden koşmasını ve onu aramasını öğütlemiştir. En’am Su-
resi 140. ayette de doyuramam endişesi ile çocuklarını öldürenleri “Be-
yinsizlikleri yüzünden, körü körüne çocuklarını öldürenler ve Allah’ın
kendilerine verdiği nimetleri Allah’a iftira ederek haram sayanlar mah-
volmuşlardır; onlar sapıtmışlardır, zaten doğru yolda da değillerdi.” hük-
müyle beyinsiz olmakla itham etmiştir.