Page 202 - Microsoft Word - orjinal
P. 202

202                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           nı kavramak için, cevabı soruya atfetmek gerekir. Nitekim el-Eúbâh 93
           ve Mecelle’de buna iliúkin úöyle denilmektedir: “Soru, cevapta tekrar-
           lanmıú gibi kabul edilir. Yani soruyu tasdik eden kiúi, sorudaki ifadeyi
           söylemiú gibidir.” 94
              Örne÷in davalı bir senede  muttali olsa ve kendisine “bu senette
           olanı kabul ediyor musun?” diye sorulsa ve o da: “evet ” diye cevap
           verse; cevabı soruya matuf olur ve ikrarı o senedin muhtevasını kap-
           sar. Sanki cevabında, soruda geçen ifadeyi tekrar ederek; “evet, bu
           senette olanı kabul ediyorum” demiú gibi olur. Ancak sorunun cevap-
           tan fazla olmaması gerekir. ùayet böyle olursa, ikrar eksik olur. Mese-
           lâ davalıya; “senetteki yazıyı ve imzayı kabul ediyor  musun?” diye
           sorulsa, o da: “sadece yazıyı kabul ediyorum” diye cevap verse, ikrarı
           noksan olur ve sorudaki ifadelerin tamamını kapsamaz. Bundan dola-
           yı, burada söz konusu kâide tatbik edilmez.
              Özetlemek gerekirse, sözün anlamını ve eylemlerin maksadını
           kavrayabilmek için, tek bir  úeye iliúkin lafızların kendi  bütünlü÷ü
           içinde ele alınması, parçalara ayrılmadan yorumlanması gerekir. Bu
           anlamda Lübnan Borçlar  Kanunu’nda, “Bir sözleúmenin maddeleri,
           birbirine atfolunur ve sözleúmenin tamamına bakılarak bir kısmı di÷e-
           riyle yorumlanır” úeklinde bir hüküm yer almaktadır. 95

              G. Kelâmın Siyâkı
              Sözün söyleniú üslubu, anlamının yorumlanmasında önemlidir. Bir
           yerde hiçbir önemi olmayan bir kelime veya sıfat, baúka bir münase-
           betle zikredildi÷inde çok önemli olabilir. Mecelle’de geçen úu iki küllî
           kâide bu konuya örnek teúkil etmektedir:
              1. Mecâmi‘den naklen Mecelle’de úöyle denilmektedir: “Hazırda
           mevcut olan bir  úey için yapılan tanımlama geçersizdir; hazırda bu-
           lunmayan için ise muteberdir. Meselâ hazır olan bir kır atı satan kiúi-
           nin, atı iúaret ederek, ‘úu ya÷ız atı’ satıyorum dese, alıcı da kabul etse,
           satıú muteber, ya÷ız olarak yapmıú oldu÷u vasıflama ise geçersiz olur.

           93  es-Suyûtî, el-Eúbâh, s. 97;  øbn Nuceym, el-Eúbâh, s. 61.
           94
             “Sual cevapta iade olunmuú addolunur. Ya’ni tasdik olunan bir sualde ne denilmiú
             ise mucib onu söylemiú hükmündedir” (md. 66).
           95  Md. 368.
   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206   207